sonra bir de baktım bütün bir ordu peşimde. | Open Subtitles | بعذ ذلك وجدت جيش كامل من الشرطة يطاردونى عبر الغابة |
Kan seyrelticileri sadece geceleri verin, pıhtılaşmayı önlemek için ve bir de prednizon alacak, yani steroid üç gün boyunca, günde iki kez sonra dozu günde bir buçuğa düşüreceğiz ve kan seyrelticileri de iki günde bire indireceğiz. | Open Subtitles | هاذوا للمساء من أجل تفادي الملعقة مرتين في اليوم مدة ثلاتة أيام تم بعذ ذلك تعطيه ملعقة ونصف كل يوم |
Ufak mağazalar birden belirir, satış yapar sonra giderler. | Open Subtitles | أسواق صغيرة تتجمع وتقوم ببيع الأشياء بعذ ذلك لا يبق منها شيء |
sonra davayı kaybetti ve güvenlik tarafından stüdyodan çıkarılmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | بعذ ذلك هي خسرت القضيه وكان يجب اخراجها من الاستوديو بواسطه الامن |
Bütün kararları tek başına veriyorsun ve daha sonra bize söylüyorsun. | Open Subtitles | أنت تقرر هذه القرارات ثم تأتي الينا بعذ ذلك |
sonra bir yllgna üniversiteye gidecegim. | Open Subtitles | بعذ ذلك سأرتاد الجامعة لمدة عام. |
Fakat mezuniyetten sonra da buraya gelmeye devam ettiler tabii. | Open Subtitles | ولكن بعذ ذلك رأيتهن يأتين بعد التخرج |
Belki sonra bowlinge gideriz. Kaçta başlıyor? | Open Subtitles | ربما نستطيع الذهاب للبولينغ بعذ ذلك |
sonra tendonlarıyla dişlerini temizledi. | Open Subtitles | و بعذ ذلك قامت تنظيف أسنانها بأوتاره |
Daha sonra benim seni koruyacağımı umarak, beni koruman için. | Open Subtitles | لتحميني، على أمل أن أحميكِ بعذ ذلك. |
sonra ne oldu bilmiyorum. | Open Subtitles | ولا أعلم ما حدث بعذ ذلك |
Ondan sonra hatırladığım tek şey yol kenarında,ne kadar şanslı olduğumu anlatan Tucsonlu bir er tarafından alınmamdı. | Open Subtitles | والشئ الذى اتذكره بعذ ذلك تم التقاطى من على جانب الطريق (من قبل بعض الناس فى (توسان |
sonra da arkadaşları ölecek. | Open Subtitles | ثم بعذ ذلك النار الصديقة |
Daha sonra ihtiyar Grady ile konuştum. | Open Subtitles | لقد تحدثت إلي (جرادي) العجوز بعذ ذلك |