Dinle, parça başına 400 avroluk Teklifini kabul ediyoruz. | Open Subtitles | اسمع, لقد جئنا لنخبرك اننا اعدنا النظر بعرضك و نحن موافقين على سعر 400 لكل وحدة |
Sandee, Teklifini muhakkak düşüneceğim fakat bu aralar fazladan bir jigoloyu kaldıracak durumda değilim. | Open Subtitles | ساندي , بالتأكيد سأفكر بعرضك لكن , حالياً لا أبحث عن رجل إضافي للعمل |
Yemekten sonra masaj Teklifini kesinlikle kabul edeceğim. | Open Subtitles | بتأكيد سأقبل بعرضك بعمل المساج بعد وجبة العشاء. |
Evet, bugün müvekkilimle görüşeceğim ve Teklifinizi iletirim. | Open Subtitles | سأقابل موكّلي في وقت لاحقٍ اليوم وسأحرص على إخباره بعرضك |
Beklemede olan diger engel artik söz konusu degil yani Teklifinizi kabul etmeye karar verdim. | Open Subtitles | هناك تعقيدات أخرى كانت تجري والآن أزيحت عن المائدة لذا قررت التفكير بعرضك |
Hey, Gösterin çok hoşuma gitti. Özür dilerim, seni korkutmak istememiştim. | Open Subtitles | لقد استمتعت حقا بعرضك |
O yüzden Teklifini kabul etmeye karar verdim. Senin evinde kalacağım. Arkadaşlığının tadını çıkaracağım ve iyi bir gece uykusu çekeceğim. | Open Subtitles | سأود كثيرا أن أقبل بعرضك في الأخير و أمكث في منزلك مستمتعا ببعض الرفقة الحسنة، |
Teklifini üstümü temizlerken tuvalette düşüneceğim. | Open Subtitles | سأفكر بعرضك وأنا في الحمام أُرتب نفسي |
Teklifini ilk seferinde geri çevirdiğim için çok üzgünüm, Bo. | Open Subtitles | آسف جداَ عدم قبولي بعرضك في المرة الأولى " بو " |
Karşı Teklifini kabul ediyorum. Ayakkabı bağın gerekiyor. | Open Subtitles | ،أقبل بعرضك المضاد أحتاج لرباط حذائك |
Boşanma davası açmak biraz zaman alacakmış o yüzden Teklifini kabul edip Haven'da kalacağım. | Open Subtitles | . تقديم الحصول علي الطلاق سيأخذ فترة . لذالك سأخذ بعرضك . " و سأبقي بـ " هافين |
Teklifini kabul etmeye karar verdim. Teslim olacağım. | Open Subtitles | لقد قررت القبول بعرضك |
Teklifini kabul ediyorum Ramel. | Open Subtitles | سأقبل بعرضك يا رامل |
Yalnızca kalbin değişikliği olarak tarif edebileceğim bir durumdayım ve korkarım Teklifinizi kabul edemeyeceğim. | Open Subtitles | لقد خضت تجربة لايمكن تسميتها الا بـ تغيّر في القلب وأنا أخشى بأنه لايمكنني أن أقبل بعرضك |
Majesteleri, özel sekreteriniz olmam konusundaki kibar Teklifinizi düşünme fırsatı buldum. | Open Subtitles | جلالتك، لقد حظيت بفرصة للتفكير مليّاً بعرضك السخي لأن أصبح سكرتيرك الخاص |
Teklifinizi kendi isteğimle kabul ettiğimize dair haber yolladım. | Open Subtitles | أبلغتهم بعرضك ومعه توصيتي الخاصة على قبوله |
Michael Westen, Teklifinizi düşünüyordum. | Open Subtitles | مايكل ويستن, لقد كنت أفكر بعرضك |
Gösterin hoşuma gitti. | Open Subtitles | لقد استمتعت بعرضك |
teklifin hakkında düşündüm ve bir karara vardığımı bilmeni isterim. | Open Subtitles | كنت أفكـر بعرضك و أريدك أن تعلم ، أنـي اتخذت قرارا |
Teklifinden çok etkilendim. | Open Subtitles | أنا متأثر بعرضك جداً |
- Ava burada değil çünkü Edward Darby'e karşı tanıklık teklifinizle ilgilenmiyor. | Open Subtitles | - ايفا ليست هنا- لأنها ليست مهتمة بعرضك بالشهادة ضد ادووارد داربي |