Bazıları taciz edilmişti, Bazıları yetimdi ve Bazıları da daha önce hiçbir kızı okula göndermemiş olan çok geleneksel ailelerden geliyorlardı. | TED | بعضهن تم الاعتداء عليهن، وبعضهن كنّ يتيمات، وبعضهن جئن من عائلاتٍ تقليدية جدًا، لم يسبق لهن أن أرسلن فتيات إلى المدرسة. |
Savaştan sonra çoğu hayatlarına kadın olarak devam etti. Fakat Albert Cashier gibi Bazıları erkek olarak yaşamayı tercih etti. | TED | بعد الحرب، استأنف معظمهن حياتهن كنساء، لكن بعضهن مثل ألبرت كاشير واصلن حياتهن كرجال. |
Bazıları dürüstçe şöyle söyledi: ''Duş yalnızca temizlenmek için değil. | TED | قالت بعضهن بكل شفافية: "لا يقتصر الاستحمام على النظافة فقط. |
Cesetlerden geriye kalanlara bakarak adli tıp hepsinin genç kız olduğunu bazılarının ise 12, 13 yaşlarında olduğunu tahmin ediyor. | Open Subtitles | الآن و من حجم رفات الضحايا الطب الشرعي يرجح أنهن مرهقات كلهن نساء بعضهن في سن الـ 12 و 13 |
Ya birbirlerini buldular ya da bilerek yan yana koyuldular. | Open Subtitles | لا بد من إنهن عثرن على بعضهن أوجُمعنمعاً.. لغرض معين |
Önemli olan şu, diğer tavuklar, birbirlerinin tüylerini yolmakla meşgulken, bu kız ürünün görünüşüne değil, faydasına bakıyordu. | Open Subtitles | المهم هو عندما كانت الآخريات ينتفن ريش بعضهن تلك رأت المنفعة لا الميزة |
Beth ve Carrie ne zamandan beri Heather'la arkadaş? O kızlar birbirinden nefret eder. Kate. | Open Subtitles | متى أصبحت بيث و كيري أصدقاء لهيذر إنهن يكرهن بعضهن |
O kalabalığa girmeye korktum. Saldırıp, birbirlerine giriyorlar. | Open Subtitles | لكني كنت خائف من القتال عليها إنهن فتاكات، قد يقتلن بعضهن |
Bu üç kız göz göze gelme sıkıntısı olmadan birbirleriyle konuşuyorlar mesela. | TED | هؤلاء الفتيات الثلاثة يتحدثن مع بعضهن البعض بدون التواصل البصري المزعج. |
Yani bir sürü kızı eve getiriyorsun ve Bazıları gerçekten iyi olabilir ama asla bilemeyeceksin. | Open Subtitles | أعنـي أنـك تعـاشـر كـل هذه الفتيـات و بعضهن يمكـن أن يكـن رائعـات لكـنك لـن تعرف ذلك أبـدا |
Bazıları hamile kalıyor. Bazılarını solucanlar ele geçiriyor. | Open Subtitles | بعضهن يصبحن حوامل و الآخرون تأكلهم الديدان |
Önce durumu anlatmak istemediler, ...ama biraz cesaretle Bazıları dile geldi. | Open Subtitles | كنّ متوترات للغاية ليعترفن قبل الآن ولكن مع قليل من التشجيع تحدث بعضهن |
Bazı kadınlar beşik alır. Bazıları çocuk odasını boyar. | Open Subtitles | بعض النساء أشتروا سرير الطفل بعضهن طلى غرفة الأطفال |
Bazıları toplumun nasıl karşılayacağından korkuyor. | TED | يخشى بعضهن من كيفية نظر المجتمع إليهن |
Çok para kazanırlar ve bu parayı çocukları için harcarlar, Bazıları sorumlu birer anne olup çocuklarını en verimli şekilde büyütür ve çocuklar da bu grafikteki üst iki sırada olurlar. | TED | يجنون مالاً كثيراً و يستثمرون ذلك المال في اطفالهم و بعضهن يصبحن امهات قويات الأبناء يصلون لإمكانياتهم القصوى و يمضي الابناء ليصبحوا في الخطوط العليا لهذا الرسم البياني. |
Bazıları bu şiddete maruz kalmış, Bazıları hayata tutunamamış isimlerini bilmediğimiz için ayağa kalkamadığımız kadınlar için konuşmanın başında yaşananları bir aradayken tersine çevirme şansımız var. | TED | وبينما نجلس مع هؤلاء النساء، اللواتي اختبر بعضهن العنف والبعض لم ينجو منهن، لدينا فرصة لعكس ما حدث فى بداية هذه المحادثة، عندما لم نستطع الوقوف لهؤلاء النساء لأننا لم نعرف أسماءهن. |
Siyahi kadınların maruz kaldığı şiddet öyle bir boyutta ki bazılarının polisle karşılaşmalarından sağ çıkamaması hiç de şaşırtıcı değil. | TED | المستوى من العنف التى تواجهه المرأة السوداء ليس مفاجئًا حيث لم تنجو بعضهن من مواجهات الشرطة. |
Şey, hepsi farklı, bilirsin? bazılarının gerçek göğüsleri var. | Open Subtitles | حسناً إنهن مختلفات بعضهن يمتلكن أثداء حقيقية |
Mart ayında bir gün bu kadınlar geleneksel renkli tozları alarak birbirlerini boyuyorlar. | TED | وفي هذا اليوم الوحيد في مارس، تأخذ هذه النساء مسحوق الألوان الخاص بالاحتفال ويلون بعضهن. |
Havuzun oradaki cam eşyaları kullanıyorlar ayaklarını mobilyalara uzatıyorlar ve kızlara birbirlerini öpmeleri için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | يضعون أقدامهم على الأثاث و يترجون الفتيات ان يقبلن بعضهن نعم كل الأمور التي يفترض ان تفعلها |
- birbirlerinin bilinç altını etkilediler muhtemelen. | Open Subtitles | من المحتمل انهما اثرثا على بعضهن البعض انتهى الوقت |
Arkadaşlar toplum içinde birbirinden utanmamalıdırlar. | Open Subtitles | لم أن أعتقد الصديقات المقربات يفترض أن يشعرن بالإحراج من بعضهن البعض |
Hatta birbirlerine anlatmadıkları şeyleri bana anlatırlardı. | Open Subtitles | حتى انهن اخبرني باشياء لم يخبرن بعضهن بها |
Bu kızlar birbirleriyle mi yapacak ? | Open Subtitles | هل يمكن لتلك الفتيات الانفصال عن بعضهن البعض |
Bütün bunların sebebi kadınlar birbirinin kuyusunu kazar ve yetkili olmaya çalışır. | Open Subtitles | أنا أعني بأن المقصد من هذا هو أن يحب الفتيات بعضهن والسيطرة |