Görünüşe göre Türk dostlarımızdan birinin geçmişinde göze çarpan bazı tutarsızlıklar var. | Open Subtitles | يبدوا أن أحد أصحابنا الأتراك يحمل بعض التناقضات الفاقعة في تاريخ الشخصي |
Adamın bana söyledikleri ile Hazine Bakanlığı'nın raporları arasında bazı tutarsızlıklar var. | Open Subtitles | هناك بعض التناقضات بين ما قاله لي و تـقرير وزارة الماليه |
Ve tutuklandığı çevredeki tanıkların ifadelerinde bazı tutarsızlıklar bulduk. | Open Subtitles | و قد وجدنا بعض التناقضات في روايات الشهود المتعلقة بالقبض عليه |
Şunu bilmelisiniz ki, Bayan Abramovitch'i ziyaret ettiğimizde meslektaşım tanısında bazı tutarsızlıklar fark etti. | Open Subtitles | عليك العلم بأننا عندما قمنا بزيارتها زميلتي لاحظت بعض التناقضات |
KMD'de bazı tutarsızlıklar tespit ettim. | Open Subtitles | وجدت بعض التناقضات بداخل الوكالة |
Geçen hafta Newton ameliyathane kayıtlarını gözden geçiriyordu ve hasta bakımda bazı tutarsızlıklar buldu. | Open Subtitles | في الأسبوع الماضي... كان (نيوتن) يجري مراجعة لحالات غرفة العمليّات ووجد بعض التناقضات في رعاية المرضى |
Geçen hafta Newton ameliyathane kayıtlarını gözden geçiriyordu ve hasta bakımda bazı tutarsızlıklar buldu. | Open Subtitles | في الأسبوع الماضي... كان (نيوتن) يجري مراجعة لحالات غرفة العمليّات ووجد بعض التناقضات في رعاية المرضى |