"بعظام" - Translation from Arabic to Turkish

    • kemiği
        
    • kemikleriyle
        
    • kemikleri
        
    • kemiklerimle
        
    kırılmış sağ pazı kemiği, çıkmış omuz ve yırtılmış omuz kası. Open Subtitles هناك كسر بعظام العضد الايمن,مما بدل مكان الكتف,مما تسبب فى التمزق
    Omuz kemiği boyun kemiğine bağIıdır. Boyun kemiği kafa kemiğine bağIıdır. Open Subtitles الكتف متصل بعظام الرقبه عظام الرقبه متصله بعظام الرأس
    Dalağı yırtılmış, leğen kemiği kırılmış, femur ve humerusunda da çoklu kırıklar mevcut. Open Subtitles لديه تمزّق بالطحال وكسور دورانيّة بالحوض وكسور مضاعفة بعظام الفخذ والعضد
    Nicki Minaj, Bono'nun kemikleriyle ve post-Gen Y kültürünün, iskeletleriyle dişini karıştırıyor. Open Subtitles نيكى ميناج تلتقط أسنانها بعظام البونو والعظام الاخرى كثقافة ما بعد الجنرال.
    Baştan ayağa parçalanmış ve eksilen yerleri balina kemikleriyle tekrar bir araya getirilmiş bir adam göreceksin. Open Subtitles فأنت ترى رجل ممزق من الرأس لأخمص القدم، وتم ترميمه مرة أخرى بعظام الحوت بما يفتقده من أعضاء
    Babamın kemikleri üstüne yemin ederim Nikki Prothromos nazik bir adam. Open Subtitles أقسم بعظام أبي يا نيكي أن بروثروموس هو رجلٌ لين
    Elmacık kemiklerimle cılız ve kemikli görünüp daha atletik bir görünümle onu etkilemek istedim. Open Subtitles ماذا؟ أردت أن أخلق ذلك النوع من الزاوية الهزيلة بعظام خدي لإعجابه تعرف، أعطي نفسي شكل رياضي أكثر
    Diz kapaklarında, ...femur kemiğinde iki taraflı olarak, ...leğen kemiği ve kaburgalarının çoğunda kırıklar var. Open Subtitles كسور بسبب صدمة على عظام الركبة كسور بطرف عظم الفخذ مستعرضة و بعظام الحوض و معظم الأضلاع
    Yani dev Dippy'nin, iç kulak kemiği bir kuşla aynı şeklindeyse, ...muhtemelen, sesin, çok düşük perdeli frekanslarını duyabiliyordu. Open Subtitles لذا ف "ديبي" العملاقة، بعظام أذنها الداخلية المشابهة لشكل تلك الموجودة في الطيور يمكنها سماع ترددات الصوت المنخفضة جداً
    Yani, kullandığınız sabunun içersindeki yağ asitleri kaynatılmış domuz kemiği yağlarından imal ediliyor ve bu ürün sertleştirici içerik olarak kullanılıyor, ama aynı zamanda sabuna inciye benzer bir görünüm sağlıyor. TED حسناً .. ففي الصابون بعض الاحماض الدهنية والتي صنعت من غلي الدهون المحيطة بعظام الخنزير والتي تستخدم كعناصر تصلب والتي تعطي ايضاً إحساس اللمعان للصابون
    Bak, adam mahkemeye kırık bir köprücük kemiği ve çene ile geldi. Open Subtitles أترى، لقد أتى هذا الرجل للمُحاكمة ... بعظام مكسورة وفكّ غريب
    Kırık kemiği ile evine gidip yattı. Open Subtitles لقد عاد إلى البيت بعظام مكسورة
    Üç kaburga kemiği. Kırık göz yuvası. Open Subtitles ثلاث أضلع مكسورة ، كسر بعظام العين
    Bu topraklar onu bulmayı deneyip başaramayan kişilerin kemikleriyle dolu. Open Subtitles لقد امتلأت الأرض بعظام هؤلاء الذين حاولوا الحصول عليها و من ثم فشلوا
    O çöp ada leş yiyen kuşların lanetlilerin kemikleriyle beslendiği bir yer. Open Subtitles جزيرة القمامة حيث طيور الفضلات تتمتع بعظام الملعونين
    Biri bu heykeldeki gümüş kemikleri... insan kemikleriyle değiştiriyor. Open Subtitles شخص ما إستبدل عظام الفضة في هذا التمثال بعظام بشرية
    İnanç olmasa hâlâ birbirimize dinozor kemikleriyle vuruyor olurduk. Open Subtitles بدون الإيمان كنّا سنسحق بعضنا البعض بعظام الديناصور
    Londra'daki Trafalgar Meydanı'nda kazı yapıldığında, orada nehir çakılları bulundu, hipopotam, gergedan, fil, sırtlan, aslan kemikleriyle doluydu. TED عندما جرت أعمال التنقيب في ساحة الطرف الأغر،... ...وجد أن حصى النهر... ...كانت محشوة بعظام البرنيق،... ...وحيد القرن، الأفيال، والضباع، والأسود.
    Parmak kemikleri olan Tautoron'lu çocuklar beştaş oyununda kaybederler. Open Subtitles (بعظام اصابع اطفال (تورن من يخسر الرافعات
    "Lütfen bana kendi kaburga kemiklerimle vurmayı kes!" Cümlesini tercih ederiz. Open Subtitles نفضل " أوه يا إلهي , أرجوكِ توقفي عن " عن ضربي بعظام صدري

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more