mantıklı davrandıklarını sen söylemiştin. - Kin tutmamız için bir neden yok. | Open Subtitles | أنتِ قلتى أنهم تصرفوا بعقلانية لا سبب لدينا لنحقد عليهم |
Ben eve gidiyorum. Haydi,mantıklı olabilir. | Open Subtitles | ـ أما أنا فأريد العودة للمنزل ـ يجب أن نأخذ الأمور بعقلانية قليلا |
Duygular mantıklı kararlar almanızı sağlasaydı duygu olmazlardı. | Open Subtitles | إن جعلتك المشاعر تتصرف بعقلانية ما كانت لتسمى مشاعر، صحيح؟ |
Seninle mantıklı bir şekilde konuşabileceğimizi biliyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّني قَدْ أَكُونُ قادر على مُنَاقَشَة الأمر بعقلانية معك |
Görüyor musun makul bir şekilde konuşunca nasıl güzel hissettiriyor? | Open Subtitles | أرأيت كيف يبدو الأمر حينما تتحدث بعقلانية ؟ |
Doktor akılcı biçimde yaklaşırsan, verem hiç sorun değil. | Open Subtitles | أيها الطبيب إذا تعاملت مع الأمر بعقلانية السُل ليس مشكلة كبيرة |
Onun kendi çıkarları doğrultusunda yaptıkları mantıklı görünebilir. | Open Subtitles | على الأقل يمكننا أن نثق أنه سيتصرف بعقلانية لمصلحته الخاصة |
Konuşma bombardımanını sürdürdüğün sürece konuşmaya mantıklı bir şekilde devam etmek oldukça zor. | Open Subtitles | من الصعب أن أجادلك بعقلانية عندما تفحمني بقول كهذا |
Açıkça belli ki hâlâ mantıklı davranmıyorsun, zaten bence psikiyatristinin de üstünde durduğu konu bu. | Open Subtitles | هذا غير عقلاني , يبدو أنكِ لا تتصرفين بعقلانية بعد و الذي , على ما أظن , هي النقطة التي يريد طبيبكِ النفسي توضيحها |
Bu konuyu mantıklı bir şekilde konuşalım. | Open Subtitles | حسناً، حسناً، دعنا نتحدث عن هذا بعقلانية |
Hayatta mantıklı olmaktan daha önemli şeyler vardır. | Open Subtitles | هناك اشياء اكثر اهمية في الحياة من مجرد التصرف بعقلانية |
Şimdi anlıyorum ki daha mantıklı konuşacaksınız. | Open Subtitles | الآن سأعتبر أنك على استعداد للتحدث بعقلانية |
Bu kadar mantıklı olmayı bırak ve iki taraf açısından bak olaya. | Open Subtitles | كفي عن الحكم بعقلانية ومحاولة النظر إلى كلا الطرفين |
Onun ne bildiği ya da ne düşündüğü çok önemli değil. Şu anda düşünemiyor, en azından mantıklı olarak düşünemiyor. | Open Subtitles | لايهم ما تعرفه أو ما تعتقده إنّها لا تفكر حالياً، ليس بعقلانية |
mantıklı düşünmek zorundasın. Duyguların seni körleştiriyor. | Open Subtitles | عليكِ التفكير بعقلانية مشاعرك أعمَت بصيرتك |
Amir onların mantıklı hareket edeceğini sanıyor, ama bununla ilgili hiçbir kanıt yok. | Open Subtitles | المدراء يظنون أنهم سيتصرفون بعقلانية لكن لا دليل على ذلك |
Bir uyurgezerle mantıklı konuşmaya çalışmanın anlamı olmaz değil mi? | Open Subtitles | لا يمكن التحدث بعقلانية مع السائر بنومه, |
Bir uyurgezerle mantıklı konuşmaya çalışmanın anlamı olmaz değil mi? | Open Subtitles | لا يمكن التحدث بعقلانية مع السائر بنومه, |
mantıklı hareket edersek aynısını onlar da yapar. | Open Subtitles | لو تصرفنا بعقلانية وحضرياً، سيفعلون مثلنا. |
İnsanlar acı çektikleri zaman mantıklı davranamayabilirler. | Open Subtitles | لا يتصرف الأشخاص بعقلانية دائماً، عندما يعانون |
Budalanın tekiyle makul konuşmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | ـ محاولتي للتحدث بعقلانية مع أحمق. |
Gayet akılcı bir şekilde dışarı çıkıp gelişigüzel bir kurban seçip parmağını kesiyor. | Open Subtitles | لذا خرج بعقلانية وبتر إبهام شخصاً ما ضحيّة عشوائية |