Araba karşıdan karşıya geçmekte olan bir kanguruya çok uzak bir noktada durur. | TED | تتوقف السيارة بكم فجأة على مسافة بعيدة جدًا عن الطريق الرئيسي. |
Fakat İbn-i Heysem göz açıp kapayıncaya kadar bir şeyin o kadar yolu gidip dönmesi için yıldızların çok uzak olduğunu çıkarsadı. | Open Subtitles | ولكن إبن الهيثم فكر بأن النجوم بعيدة جدًا لأن يصلها أمر ما ينطلق من عيننا ويعود قبل أن يرف لنا رمش |
Ben eskiden barbarların çok ama çok uzak diyarlarda yaşadıklarını düşünürdüm. | Open Subtitles | كنت أعتقد أن البربريين عاشوا في أرض بعيدة جدًا |
Şu an 8-parsek noktası yedekleme için başlangıçtan çok uzak; oraya sıçrayabilirsin, ancak başlangıca dönmek için ne yeterli yakıt kalır ne de yolun gerisi için depo. | TED | نقطة الثمان فراسخ نجمية بعيدة جدًا عن البدء في استخدام التخزين على الفور. يمكنكم القفز هناك ، لكن لن يكون هناك ما يكفي من الوقود للعودة إلى البداية، ناهيك عن تخزين أي في وقت لاحق. |
Uzun zaman önce çok, çok uzak bir galakside... | Open Subtitles | "منذ بعيد الأمد، في مجرة بعيدة جدًا.." "ما الذي تتحدث عنه؟ |
Gerçekten çok uzak. | Open Subtitles | إنها بعيدة جدًا |
Çok çok uzak bir galakside yaşıyorsun ve adın Gina mı? | Open Subtitles | أنتِ فضائية من مجرة بعيدة جدًا... |
Bunlar gerçek yerler. Bu yerler çok uzak yerler. | Open Subtitles | هذه الأماكن بعيدة جدًا |
çok uzak! | Open Subtitles | المسافة بعيدة جدًا |