Ve o merkezi kendi gözlerimle görmek istedim, ancak elime geçen tek şey bir fotoğraftı. | TED | وأردت أن أرى المركز بعيناي ، ولكن ما خرجت به هو صورة فوتوغرافية. |
Radarda bir sorun olmalı. Bir saniye önce oradaydı, gözlerimle gördüm. | Open Subtitles | أخبرتك، لابدّ أن يكون هناك خلل ما لقد رأيته بعيناي |
Kendi gözlerimle gördüğüm bir şey hakkında bana yalan söyleme. | Open Subtitles | كلارك لايمكنك أن تكذب علي في أمر رأيته بعيناي |
Buna rağmen onu gözümle görebiliyor muyum? | Open Subtitles | حتى بالرغم أني أستطيع رؤيته بعيناي ؟ |
Gözlerimi her yuvarladığımda mutluluğunu bir parça bozduğumu da. | Open Subtitles | و بكل دحرجة أفعلها بعيناي أخذ جزء من سعادتها |
Sorun gözlerimde değil. | Open Subtitles | ليست المشكلة بعيناي أقصد , يمكنني ان أري |
Belki de kendi gözlerimle parmaklıklar ardında olduğunu görsem... | Open Subtitles | لاأعلم ربما إذا رأيته بعيناي محبوس وراء القبضان.. |
Hissetmeli, dokunmalı ve kendi gözlerimle görmeliyim. | Open Subtitles | أنا بحاجة لأنْ أشعر وألمس وأرى الأشياء بعيناي |
Ben, dünyayı kendi gözlerimle görmek istiyorum kalbin kendisi hissediyorum, onların et ile temas ... | Open Subtitles | أريد أن أرى العالم بعيناي وأن أشعر بقلبي وأن أحس ببشرني |
Wan Shi Tong ziyaretçisi olduğunu söylediğinde, kendi gözlerimle görmek istedim. | Open Subtitles | , عندما أخبرني وان شي تونغ بأن لديه زائر كان لا بد أن أرى ذلك بعيناي |
Ama gözlerimle görmedim. Babama ne diyeceğim, efendim? | Open Subtitles | ولكنني لم أرى بعيناي ، ماذا سأقول لوالدي ، يا سيدي ؟ |
Ben de ağzımla ona "Biz de herkes gibiyiz." derken gözlerimle... | Open Subtitles | لذا بواسطة فمي قُلت؛ "أننا مثل بقية البشر،" لكن بعيناي قُلت؛ |
Demek istediğim, eğer kendi gözlerimle görmeseydim, buna asla inanmazdım. | Open Subtitles | ما كنت لأصدق الأمر لو أني لم أراه بعيناي |
Yarayı kendi gözlerimle gördüm. Yemin ederim. | Open Subtitles | كلا, لقد رأيت الجرح بعيناي أقسم على ذلك |
Kendi gözlerimle görmeseydim buna inanmazdım. | Open Subtitles | لو لم أر الأمر بعيناي فلن أصدقه البتة |
gözlerimle bir kadını nasıl soyabileceğimi öğrendim. | Open Subtitles | تعلمت كيفية خلع ملابس المرأة بعيناي. |
~ Görmedim dünyanın sonunu kendi gözlerimle hiç ~ | Open Subtitles | {\3cH440006\cHF4D5D2}لم أرى نهاية العالم أبداً بعيناي |
Kayalara çarptığını iki gözümle gördüm. | Open Subtitles | بالتأكيد رأيتها تصطدم بعيناي. |
Gözlerimi her yuvarladığımda mutluluğunu bir parça bozduğumu da. | Open Subtitles | - ... و بكل دحرجة أفعلها بعيناي أخذ جزء من سعادتها |
Evet, gözlerimde biraz sorun vardı. | Open Subtitles | ـ نعم أوه ، لديّ مشكلة بعيناي يا رفاق ، هل ستعودون؟ |
Bununla ilgili gözlem yapıyorum. | Open Subtitles | أنا ألاحظ بعيناي. |