"بغياب" - Translation from Arabic to Turkish

    • yokken
        
    • gittiğine
        
    • yokluğunda
        
    • yokluğunu
        
    • yokluğundan
        
    Strauss yokken müdür benden biraz daha iş yapmamı istedi. Open Subtitles حسنا بغياب ستراوس طلب مني المدير ان اقوم ببعض العمل الزائد
    Etrafta çocuk yokken bu bayram çok aptalca geliyor. Open Subtitles هذا العيد يعتبر غبيا نوعا ما بغياب الاطفال
    L ve Watari gittiğine göre, soruşturmaya devam edemeyebiliriz. Open Subtitles بغياب واتاري و ريوزاكي لربما لا نكون قادرين على استكمال التحقيق
    Ama gelir kaynağın gittiğine göre izleyebileceğin tek yolun bizimle eve dönmek olduğu gün gibi ortada. Open Subtitles لكن يجب أن تعلمي جيداً بغياب دخلك فليس هناك إلا ... سبيل واحد لتتبعيه
    Mahkemece bir çok kez geri çağrılmasına rağmen asi bir tutum sergileyip geri gelmeyen Kraliçe'nin yokluğunda ilk evliliğini yaptığı Prens Arthur ile olan ilişkisini öğrenmeye çalışacağız. Open Subtitles بغياب الملكة وقد أعلنها هذا المجلس عاصية لأنها لم تحضر حين تم استدعائها
    Dr. Morbius, özel talimatların yokluğunda beni çok zor durumda bırakıyorsun. Open Subtitles موربس" بغياب التعليمات المحددة أنت تضعني في موقف صعب
    Bundan böyle, sen ailenin yokluğunu hissetmeyeceksin. Open Subtitles من الآن لن أتركك تحس بغياب أبويك
    Fokun yokluğundan cesaret alan geride kalan penguenler açık denize giriyorlar. Open Subtitles (بعد أن تشجعوا بغياب (الفقمة (يتقدم من تبقى من حيوانات (البطريق نحو البحر المفتوح
    17 yaşında olmanın kolay olduğunu zannetmiyorum, özellikle annen yanında yokken. Open Subtitles سن السابع عشرة ليس سهلاً خاصة بغياب امك
    Lorenzo ile Clarice'in ikisi de yokken soyun tek temsilcisi oğlunuz oluyor. Open Subtitles بغياب (لورينزو) و(كلاريس) ابنك هو الممثل الوحيد لنسلهم
    Killian üst düzey birine, Bush yokken onu değerlendiremem diyor. Open Subtitles كيليان) بمنصبه) (لا يمكنه أن يعدل الامر بغياب (بوش
    Karanlık olan gittiğine göre, hançerini arayabiliriz. Open Subtitles بغياب القاتم نستطيع البحث عن خنجره.
    Tracy gittiğine göre Angie'nin yıldız olma vakti geldi. Open Subtitles بغياب (ترايسي) حان الوقت لتكون (أنجي) النجمة.
    Mimarının yokluğunda, büyük yapı sapasağlam ayakta. Open Subtitles والصرح يصمد شامخاً حتى بغياب مهندسه
    Yeni senaryoların yokluğunda, kitaptaki en eskileri takip ederiz -- nezaket, iş etiği, sevgi - ve bırakın mutluluk ve özgüvenle başlarının çaresine baksınlar. TED بغياب وجود قواعد جديدة، يمكن لنا أن نتبع القواعد القديمة من الكتب - الحشمة وأخلاقيات العمل والحب - ولنترك السعادة واحترام الذات يأتون من تلقاء أنفسهم.
    Adamınız Spartacus'un yokluğunda, Capua kendini tekrar Pompei'nin gölgesinde bulacak. Open Subtitles بغياب رجلك (سبارتكوس)، فستجد (كابوا) نفسها من جديد في ظل (بومبي)
    Asla annemin yokluğunu hissettirmedi bana. Open Subtitles لم يجعلني أشعر بغياب أمي أبداً
    Ertesi gün okulda, Raja'nın yokluğunu hissettim. Open Subtitles لقد احسست بغياب راجا
    Şiddetten kaçınmak bile dövüşülecek bir düşmanın yokluğundan ortaya çıkmaz. Open Subtitles ليس بغياب القتال مع العدو

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more