"بفرصةٍ" - Translation from Arabic to Turkish

• şansım
• şansımız

Kaç benimle. Seninle bir şansım olacağını hiç düşünmemiştim ta ki sen geri gelinceye kadar...
أهربي معي , لم أعتقد بأني سأحظى بفرصةٍ معك

Hayatını daha iyi bir hale getirme şansım vardı, ben de bunu kullandım.
لقد حظيتُ بفرصةٍ بأن أجعل حياتها أفضل ولقد اغتنمتها

Belki de ağzımızdan çok kulağımız çalışırsa, daha çok şansımız olabilir.
ربما إذا عملنا بآذاننا بدلاً من أفواهنا قد نتمتع بفرصةٍ أفضل

Keşke hepimiz edebilseydik ama tek şansımız var
كم تمنيت أن نتمكن من ذلك لكن، كلنا نحضى بفرصةٍ أخرى

Şu anda gitmezsek başka bir şansımız olmayabilir.
اذ لم نغادر في هذه اللحظه, فربما لن نحظى بفرصةٍ أخرى

Nereye gittiğini sorma şansım olmadı.
لم أحظَ بفرصةٍ لسؤالك حول المكان الذي تتوجهين إليه؟

Ben size teşekkür etmek için hiç şansım olmadı.
لم أحظى بفرصةٍ لأشكركِ بمايكفي

Neyse ki ikinci bir şansım var.
أرجو أنْ أحظى بفرصةٍ ثانية

Darrell gibi biriyle kaç kere bir şansım olacak.
كم مرة سأحظى بفرصةٍ مع شخصٍ مثل (داريل)؟

Başka bir şansımız yok.
لن نحظى بفرصةٍ أخرى

Bir daha böyle bir şansımız olmayacak.
لنْ نحظى بفرصةٍ أُخرى

İkinci bir şansımız vardı.
سنحظى بفرصةٍ ثانية.

Günlerdir gemiden dışarı çıkmadık, kim bilir bir daha ne zaman şansımız olur.
{\fnArabic Typesetting}لا بأس، لكننا لم نطأ قدمًا خارج السفينة منذ عدّة أيام. -{\fnArabic Typesetting}مَن يدري أننا سنحظى بفرصةٍ أخرى؟

- İkinci bir şansımız olmayacak.
-لن نحظى بفرصةٍ أخرى -جانيس) )!