En sonunda, boktan bir ikinci şans elde ettim. | Open Subtitles | أخيراً، حظيتُ بفرصة ثانية يائسة. |
Hanımlar, size hayatta müthiş bir ikinci şans verildi. | Open Subtitles | ,سيداتي لقد حظيتم بفرصة ثانية في للحياة |
Bu benim ikinci hakkım. Daha iyi olmak için verilmiş ikinci bir şans gibi. | Open Subtitles | حسناً, هذه هي فرصتي الثانية إنها شبيهه بفرصة ثانية لفعل الخير |
Kez Cosmo ile uçurmak, ikinci bir şans yok. | Open Subtitles | أن تلغي الموعد مع المجلة مرة . لا يمكنك أن تحظي بفرصة ثانية |
Ruhlar hedeflerini gerçekleştirmek için... ikinci bir şans elde etmezler. | Open Subtitles | إسمع،الأرواح لا تحظى بفرصة ثانية لنيل أهداف الحياة |
Benim gibi bir adamın, nasıl, ikinci bir şansı olabileceğine inanmaya başladım. | Open Subtitles | لقد كنت أعتقد أن شخصاً مثلي يمكنه أن يحظى بفرصة ثانية |
Kötüler bile ikinci bir şansı elde ediyor. Umarım üçüncüsünü bile. | Open Subtitles | حتّى الأشرار يحظون بفرصة ثانية وكلّي أمل بفرصة ثالثة حتّى |
Ama küçük kasabaların güzel bir yanı da insanlar daima size ikinci bir şans verir. | Open Subtitles | لكن الجميل في البلدة الصغيرة هو أن أهلها يسمحون لك بفرصة ثانية |
Şimdi onun sayesinde ikinci bir şans elde ediyorum... | Open Subtitles | كما تعلمون , انني احظى بفرصة ثانية الآن 'بسببه و-- |
Sizin yüzünüzden burada çünkü yedi sene önce ikinci bir şans yakalamamız için bizi buraya siz getirdiniz. | Open Subtitles | وقد آتى إلى هنا بسببك.. لأنه قبل سبع أعوام قمت بقيادتنا إلى هذا المكان... كي نحظى بفرصة ثانية. |
Ben kazanırsam, ikinci bir şans isterim. | Open Subtitles | ... وإذا فزت أنا أحظى بفرصة ثانية |
Sana ışığa gitmeni söyledim, ama sen yapmadın, ve Sam'in bedeni sana ikinci bir şans sundu. | Open Subtitles | لكني قلت لك أن تدخل الضوء ولم تفعل، ثم أتى جسم (سام) بفرصة ثانية حسناً، اسمعي يا (ميليندا).. |
Ailenin ikinci bir şansı olmasına çok sevindim. | Open Subtitles | يسرني أن والديك يحظيان بفرصة ثانية |
Herkes aşkta ikinci bir şansı elde edemez. | Open Subtitles | لا يحظى الجميع بفرصة ثانية للحبّ |