"بقدر الإمكان" - Translation from Arabic to Turkish

    • Mümkün olduğu kadar
        
    • mümkün olduğunca
        
    • Mümkünse
        
    • elimden geldiğince
        
    • elinden geldiğince
        
    • olabildiğince uzağa
        
    • mümkün olan en
        
    İlk olarak o kadın başlattı. Ben Mümkün olduğu kadar kendimi savundum. Open Subtitles تلك المرأة بدأت ذلك أوّلا أنا فقط دافعت عن نفسي بقدر الإمكان
    Nefret ve şiddeti önlemek istiyorsanız Mümkün olduğu kadar çok sayıda insanla Mümkün olduğu kadar uzun süre konuşmamız lazım, ayrıca şeffaf bir tutum sergileyerek. TED إذا أردنا منع الكراهية والعنف، علينا التحدث مع أكبر قدر ممكن من الناس لأطول مدة ممكنة منفتحين على الناس بقدر الإمكان.
    Sanırım her şeyin mümkün olduğunca normalmiş gibi olmasını istiyordu. Open Subtitles لكنني أعتقد أنه أرادني أن أشعر أنني طبيعية بقدر الإمكان
    Eğer gizlenme teknolojisi kullanıyorlarsa, mümkün olduğunca tek parça halinde getirmelisiniz. Open Subtitles إن كانوا يستعملون تكنولوجيا التخفي فعليكم إعادتها وهي سليمة بقدر الإمكان
    Mısır polisini buna karıştırmamak isterim, eğer Mümkünse. Open Subtitles أريد تجنب تدخل الشرطة المصرية بقدر الإمكان
    Denize elimden geldiğince boş boş bakmak istiyordum. Open Subtitles أردت أن تكون تحديقتي للبحر فارغة بقدر الإمكان,
    Kaç.. elinden geldiğince buradan uzaklara git. Open Subtitles اركضي بأسرع ما يمكنكِ وابتعدي عن هنا بقدر الإمكان.
    O 3.000 doları buradan olabildiğince uzağa kaçmak için kullanacaktım. Open Subtitles كنت سأستخدم الثلاث ألاف لأبتعد بها عن هنا بقدر الإمكان
    Ve işbirliğiniz sayesinde... hepimiz savaşın getirdiği rahatsızlıkların... Mümkün olduğu kadar dışında kalabiliriz. Open Subtitles وبالتعاون الذكي سنبقى بعيداً عن الحرب بارتياح بقدر الإمكان
    Ve işbirliğiniz sayesinde... hepimiz savaşın getirdiği rahatsızlıkların... Mümkün olduğu kadar dışında kalabiliriz. Open Subtitles وبالتعاون الذكي سنبقى بعيداً عن الحرب بارتياح بقدر الإمكان
    Mümkün olduğu kadar çabuk bitirmeye çalışacağım. Open Subtitles سأحاول إحداث جروح قليلة بها بقدر الإمكان
    Küçük düşmek... ..Mümkün olduğu kadar engellemeye çalıştığımız bir şeydir. Open Subtitles .. الإذلال .. إنه شئ نحاول جميعاً أن نتجنبه بقدر الإمكان
    Ama olduğunca uzağa mümkün olduğunca canavar kaldıkları planlama Özür. Open Subtitles لكني أخطط أن أكون بعيدًا من هذا الوحش بقدر الإمكان
    Bu araçların tasarımı, istenilen kullanım biçimi, uyanık olduğunuz saatlerde dikkatinizi mümkün olduğunca çok bölmeye dayalıdır. Bu araçlar bu şekilde tasarlanmıştır. TED الهدف الحقيقي لتصميم تلك الأدوات هو أن تشتت إنتباهك بقدر الإمكان خلال ساعات اليقظة، هكذا صُممت هذه الأدوات للاستخدام.
    -Merak etme. -Onları benden mümkün olduğunca uzak tut. Open Subtitles ابقيهم بعيدين عنى بقدر الإمكان أنا لا أريد مساعدة
    Hayvanlarınızı içeri alın, fazladan su depolayın ve Mümkünse yaklaşık bir buçuk metrelik yer altı sığınaklarında saklanın. Open Subtitles ننصح الناس أن يبقوا بالداخل إلى أن نخبرهم و يخزنوا المياه الطبيعية بقدر الإمكان و يحاولوا أن يجدوا ملجأ تحت الأرض
    Hayvanlarınızı içeri alın, bol su depolayın eğer Mümkünse sığınaklarınıza gidin. Open Subtitles ننصح الناس أن يبقوا بالداخل إلى أن نخبرهم و يخزنوا المياه الطبيعية بقدر الإمكان و يحاولوا أن يجدوا ملجأ تحت الأرض
    En iyi strateji olabildiğince uzak durmak ve Mümkünse hayvan ile aranıza metal şeyleri siper etmektir. Open Subtitles والحل الأمثل هو البقاء بعيداً عنه بقدر الإمكان
    Temel yaşama kabiliyetinden ödün vermeden elimden geldiğince programlamasını yontmaya çalıştım. Open Subtitles لقد جردت برامجها بقدر الإمكان دون المساس بحيويتها الاساسية.
    - Hayır, bilmiyordu. Ama elimden geldiğince size yardım etmemi istiyor. Open Subtitles كلاّ، لم تعرف قاتلها لكنها تريد مني مواصلة محاولة مساعدتك بقدر الإمكان
    Borçlu olduğumuz veya mallarını tuttuğumuz herkes ile kızım elinden geldiğince ilgilenerek, zararınızı karşılayacak. Open Subtitles لهؤلاء من يملكون المال، أو هؤلاء من نحتفظ ببضائعهم في الشحنات، أترك الأمر لابنتي لترى أن تأخذوا كل شيء بقدر الإمكان.
    Galiba yumurtaları olabildiğince... uzağa taşımak için uçma becerisi geliştiriyorlar. Open Subtitles يحزر بأنهم طوروا القدرة للطيران لذا هم يمكن أن يحملوا البيض بقدر الإمكان.
    İşte o an kesinlikle karar verdim: Verilerde kesinliği sağlamanın tek yolu mümkün olan en çok sayıda insana ulaşılabilmesiydi. TED لذا شعرت أن الطريقة الوحيدة لجعل الأرقام أكثر دقة هو وجود عدد كبير بقدر الإمكان من الناس الذين نستطيع طرح أسئلة عليهم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more