"بقدر ما أحب" - Translation from Arabic to Turkish

    • ne kadar çok
        
    • ne kadar sevsem
        
    • ne kadar istesem
        
    • çok hoşuma
        
    • Her ne kadar
        
    • çok sevsem de
        
    • sevdiğim kadar
        
    O piçin süründüğünü görmeyi ne kadar çok istesem de bu planın bir parçası olamam. Open Subtitles ..بقدر ما أحب أن أري هذا الوغد وهو يخسر لا يمكن أن أكون جزءاً من تلك الخطة
    ne kadar çok istesem de, burada kalıp bu şeyin patlamasını izlememeliyiz. Open Subtitles بقدر ما أحب ذلك يجب ألا ننتظر هنا ونشاهد سقوط هذا
    Bu oyunu ne kadar sevsem de, bunu düzeltmek kadar önemli değil. Open Subtitles بقدر ما أحب هذه اللعبه, فإنها ليست بنصف أهمية أن أكون معهم
    WillGrace'i izlemeyi ne kadar sevsem de bu ayıcık satıIık değil. Open Subtitles بقدر ما أحب مشاهدة (ويل) و(غرايس), لكن هذا ليس للبيع
    Kalmayı ve sizinle babamın iddia bağımlılığı hakkında konuşmayı ne kadar istesem de eve gitmemiz gerekiyor. Open Subtitles حسناً , بقدر ما أحب أن أبقي وأناقش التفاصيل الدقيقة لأدمان تحدي أبي الجنوني يجب أن نعود إلي المنزل
    Hanımlar, kime benzediğim meselesini çözmek çok hoşuma gidecek olsa da ya da beraber ne kadar güzel vakit geçirecek olsak da burada olmamın nedeni bardaki geri zeka burayı işleten adamı burada bulacağımı söylediği için geldim. Open Subtitles سيداتي بقدر ما أحب الوصول لم أشبهه أفكر بكل المرح الذي ممكن أن نحصل عليه معاً
    Her ne kadar seyahat etmeyi sevsem de, ikinci seçenek daha iyi duruyor. Open Subtitles ، بقدر ما أحب السفر أعتقد سأختار الخيار الأخير
    Bir saatte bir kilo vermeyi çok sevsem de şu an bir buzlu içecek iyi giderdi Open Subtitles بقدر ما أحب أنني أخسر رطلين من وزني في الساعة بقدر ما أريد أن أتناول عصيراً مثلجاً الآن
    Gezegenlerarası keşfi sevdiğim kadar bu fikre sonuna kadar karşıyım. TED بقدر ما أحب استكشاف الكواكب، فإنني أختلف بشدة مع هذه الفكرة.
    Taç takma törenlerini ne kadar çok sevsem de, riske edemem. Open Subtitles بقدر ما أحب تتويج جيد، لا أستطيع المخاطرة.
    Bin yıllık duygularını inkar etmeni izlemeyi ne kadar çok sevsem de sana onlara sahip ol diye para vermiyorum. Open Subtitles بقدر ما أحب مراقبه نزعتكِ الألفية وانتِ ترفضين مشاعرك أدفع لكِ ليس لتكونِ مدافعه عنهم
    - Duymak ne kadar çok hoşuma gitse de ne diyeceğim biliyor musun? Open Subtitles بقدر ما أحب سماعها لكن أتعلمين ؟
    Yılanları ne kadar sevsem de çabucak lavaboya gidip işememiz gerek. Open Subtitles يا رجل , بقدر ما أحب الأفاعي أعتقد أنه يجدر بنا الذهاب الى دورة المياه بسرعة - نعم - كي نتخلص من سوائلنا - أحسنت القول , نعم -
    Profesyonel sınırları geçmeyi ne kadar istesem de gördüğün olayın tamamen işle alakalı olduğuna emin olabilirsin, dedektif. Open Subtitles - حسنا، بقدر ما أحب لعبور الحدود المهنية، المباحث، ويمكنني أن أؤكد لكم، كل ما رأى
    Bu davanın benim mahkememde görülmesi çok hoşuma gitse de başka bir yerde görülmesinin daha yararlı olacağını düşündüm. Open Subtitles الآن , بقدر ما أحب أن هذه القضية في قاعة محكمتي . أعتقدت أنه قد يكون من الأفضل عمل في مكان آخر .
    Her ne kadar babamın hayatımın içine sıçma şekillerini sana saymak istesem de buradaki doğal gün ışığı ve havanın eksikliği günlük ritmime geri dönüşümü olmayan bir zarar vermeden evvel buradan gitmem gerek. Open Subtitles بقدر ما أحب تعداد الطرق التي أهملني بها لأجلكِ إلا أنني أريد حقاً الذهاب
    "Jesse, Her ne kadar bu mektupları çok sevsem de seni yeniden görmek istiyorum. Open Subtitles جيسي , بقدر ما أحب هذه الرسائل أحب ان أراك مرة اخرى
    Parkta içki dükkanını seyretmeyi sevdiğim kadar... Open Subtitles بقدر ما أحب مشاهدة وقوف السيارات على مخزن الخمور كثيراً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more