"بقربه" - Translation from Arabic to Turkish

    • Yanında
        
    • yanına
        
    • yakınında
        
    • etrafında
        
    • etrafımdayken
        
    Deliler gibi yalvardıktan sonra nihayet Yanında kalmak için izin alabilmiştim. Open Subtitles لقد حصلت على اذنه للبقاء بقربه بعد ان كدت ان اجن
    Şunu bilmenizi istiyor evlatlık verildiğine o kadar içerlemiş ve sinirlenmiş ki acısını her zaman onun Yanında olan insandan çıkarmış. Open Subtitles ..يريدكِ ان تعرفي انه كان غاضباً ومجروحاً عندما عرف بأمر التبني و هذا ماابعده عن الشخص الوحيد الذي كان بقربه دائماً
    Kimse cesedini fark etmeden, metroda altı saat dolaşmış L.A.'yi dolanıp durmuş, insanlar yanına oturup kalkarken. Open Subtitles بقي 6 ساعات في نفق القطار قبل ان يلاحظة أحد حتى الذين بقربه
    Yanında olan tek kişi, diğerlerinin yanına gitmeye korktuğu, tanımadığım çirkin bir cüzzamlı çocuktu. Open Subtitles ..الوحيد الذي كان بقربه كان نوع من لا أعلم, طفل قبيح مصاب بالجذام كان كل الأطفال يخشون الاقتراب منه
    Silahını tekmeleyin, yakınında olmasın. Open Subtitles إركل مسدسه بعيدا. تأكد أن مسدسه ليس بقربه
    yakınında oynamazdık. Merak etmezdik. Open Subtitles ولا اللعب بقربه ، ولا الفضول لمعرفة ما بداخله
    etrafında parıldayan bir şeyler gördüğü an, onun olsun istiyor. Open Subtitles هو يرى شيئا لامعاً بقربه , وهو نوعاً ما يريده
    Ama o etrafımdayken hâlâ kendimi zayıf hissediyorum oysa o benim farkımda bile değil. Open Subtitles ولكنى ماذلت ضعيفة حينمااكون بقربه وهو لا يشعر بى اطلاقا
    Herkes Yanında oturana doğru döndün lütfen. TED لينظر كل واحد منكم الى جاره الذي يجلس بقربه
    Ama onu büyürken izleyememek, Yanında olamamak ilk kız arkadaşını göremeyecek olmak. Open Subtitles بينما هو يكبر ولست أنت بقربه وألا تستطيع رؤية حبيبته الأولى
    Henüz giyinmemişsiniz bile! Aşkım, ben Yanında olduğum sürece ne giydiğimi umursamaz. Open Subtitles حبيبي لن يهتم بما أرتديه طالما أنا بقربه
    - Kapat çeneni. Bu delice, onun Yanında kendimi çok güçlü ve yetenekli hissediyordum. Open Subtitles إنه جنون كيف أشعر بالقوة والمقدرة وأنا بقربه.
    yanına gittiğimde kalp atışlarını duyabiliyordum. Open Subtitles أستطيع الاحساس بقلبه يخفق بسرعة أكبر عندما أكون بقربه
    Kocamın yanına oturmuş ve ondan bir içki ısmarlamasını istemiş. Open Subtitles بهذا المراة قبلاًً وقد جلست بقربه وعَرضَت ان تقدم له شرابا
    Belki de onun yanına oturmalıyım. Open Subtitles مسؤول في التسويق ؟ ربما يجب أن أجلس بقربه أو بقربها
    Ve onun yanına oturduğumda kendi yaptığı bir firmadan bahsetti otomobil fabrikasında, fabrika zemininde bir şeyleri oradan oraya hareket ettiren robotlar yapıyordu. TED وعندما جلست بقربه كانت يحدثني عن الشركة التي أسسها وكيف انه صنع بعض الآليات .. لشركات تصنيع السيارات حيث صنع تلك الروبوتات التي تحرك القطع داخل المصانع
    İyi haber şu ki artık babamın yakınında bulunmaktan korkmamıza gerek kalmadı çünkü artık onun yakınında bulunmayacağız. Open Subtitles الخبر الجيد أننا لن نخاف من قربنا من أبي لأننا لن نعود بقربه بعد الآن
    Bir keresinde bana, en yakınında tuttuğu adamların.. Open Subtitles أخبرتني من قبل أن الناس الذي يُبقيهم بقربه
    Bana bir keresinde, en yakınında tuttuğu insanların... Open Subtitles أخبرتني من قبل أن الناس الذي يُبقيهم بقربه
    Ayrıca bir tane kızılderilinin olduğu yerin etrafında, düzinelercesi vardır. Open Subtitles وعندما يكون هناك هندي أحمر فإن هناك درزينة يتجولون بقربه
    Ama o etrafımdayken hâlâ kendimi zayıf hissediyorum oysa o benim farkımda bile değil. Open Subtitles ولكنى ماذلت ضعيفة حينمااكون بقربه وهو لا يشعر بى اطلاقا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more