Biliyorum. Ama kamyonlu katil davasında çok önemli bir gelişme var. | Open Subtitles | أعلم، أعلم، الأمر أنّنا أحرزنا تقدّما كبيراً بقضيّة قاتل شاحنة الثلج |
Liman Koyu Kasabı davasında büyük bir gelişme var da. | Open Subtitles | المسألة فقط أنّنا أحرزنا تقدّماً كبيراً بقضيّة سفّاح مرفأ الخليج |
Sadece bizler neye bulaştığını ve annenin davasıyla olan bağlantısını biliyoruz. | Open Subtitles | نحن الوحيدون الذين نعرف ما هو مُتورّط فيه، وصلته بقضيّة مقتل والدتُكِ. |
Mezarcı davasına bağlı kanıtınız varsa... | Open Subtitles | دعوني أوضح هذا جيّداً. لو كان لدى أيّ منكم أيّ أدلة مرتبطة بقضيّة حفار القبور... |
Neden? Çünkü bunun sürmekte olan bir davayla bir ilgisinin olabileceğini düşündük. | Open Subtitles | لأنّنا نعتقد بأنّ لديه أمرٌ ما هناك كان يعمل عليّه بقضيّة سارية |
Carlson'ın, Larsen dosyasına daha fazla zaman harcamamamızı söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | أعلم بأنّ (كارلسون) قال ليّ أن إهداراً للوقت العمل بقضيّة آل (لارسن). |
Liman koyu katili vakasında habire lafı geçen o büyük gelişme neymiş? | Open Subtitles | إذاً، ما ذلك التقدّم الكبير بقضيّة سفّاح مرفأ الخليج الذي لا أنفك أسمع عنه؟ |
Bu insan öğütücünün daha önce çözdüğünüz bir dava ile bağlantılı olduğuna dair söylentiler var. | Open Subtitles | هنالك نظرية بأنّ لحصاد البشر هذا علاقة بقضيّة حللتموها مؤخراً |
Frobisher davası iddianamesi özetini teslim etmeye geldim. | Open Subtitles | لأسلّم ملخّص المعارضة الخاصّ بقضيّة (فوربشر) |
Anladığım kadarıyla Buz Kamyonlu Katil davasında yeni bir zanlı ortaya çıkmış. | Open Subtitles | حسبما فهمت، فإن لدينا مشتبهاً به جديد بقضيّة قاتل شاحنة الثلج |
Buz kamyonlu katil davasında büyük ilerleme sağladık. | Open Subtitles | لقد أحرزنا تقدّما كبيراً بقضيّة قاتل شاحنة الثلج |
Buz kamyonlu katil davasında büyük ilerleme sağladık. | Open Subtitles | لقد أحرزنا تقدّما كبيراً بقضيّة قاتل شاحنة الثلج |
Bir silah kaçakçılığı davasında bazı Road Ragers üyelerinin hapse atılmasını sağladığı davadaki şahitliği mi? | Open Subtitles | شهادةٌ ساعدت الحكومة بقضيّة تهريب سلاحٍ، من قبل جواليّ الطرق ؟ أجل. |
Dex, liman koyu katili davasında büyük bir ilerleme kaydettim. | Open Subtitles | (ديكس)، أحرزتُ تقدّماً عظيماً بقضيّة مرفأ الخليج |
Otis Williams davasıyla alakalı bir delil yolladı mı size? | Open Subtitles | هل أرسل إليكَ أيّ دليل ذو صلة بقضيّة (أوتيس وليامز)؟ |
Bir kayıp davasıyla ilgili araştırma yapıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحقق في دليل بقضيّة شخص مفقود. |
Debbie Morgan'ın Oscar Prado davasına bakmaya devam etmesi konusunu biraz düşünmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تفكّر في استمراريّة إشراك (ديبر مورغان) بقضيّة (أوسكار برادو) |
Senin bulduğun çözüm de; ne zaman elinde bir davayla sana gelse şehirden kaçmak mı? | Open Subtitles | إذاً، فحلّك هو أن تفر من المدينة كل مرّة تأتيك بها بقضيّة ؟ |
Çöplükte çalışmam ya. Yapma, komiser. Mike'ın dosyasına batmış durumdayım zaten. | Open Subtitles | لا أريد أن أعمل في مكبّ نفايات، بربّكِ إنّي مشغول بقضيّة (مايك) |
Liman Koyu Katili vakasında habire lafı geçen o büyük gelişme neymiş? | Open Subtitles | ما ذلك التقدّم الكبير بقضيّة سفّاح مرفأ الخليج الذي لا أنفك أسمع عنه؟ |
dava sırasında, stajyerini hiç yalnız bırakmazdı. | Open Subtitles | لمْ أرَها قط تترك مُتدرّباً لوحده في تلك المرحلة بقضيّة ما. |
Smith ve FBI'a durumu anlatıp kaçırıldığını ve Marx davası ile bağlantılı olabileceğini söylememiz gerek. | Open Subtitles | -يجب علينا إخبار (سميث) والمباحث الفيدراليّة أنّه قد خُطف وأنّه مُرتبط بقضيّة (ماركس). |
Liman Koyu vakasıyla ilgili yardıma ihtiyaçları var. | Open Subtitles | يريدون مساعدة فحسب بقضيّة سفّاح مرفأ الخليج |
Neymiş, süper Ajan Lundy ölen kadının büyük bir seri katil dosyasıyla bir bağlantısı olduğunu hissetmiş diye. | Open Subtitles | لأنّ حدس العميل الخارق (لاندي) ينبئه بأنّ المرأة الميتة مرتبطة بقضيّة سفّاح كبرى |
Kumsal meselesinde beni desteklediğin için teşekkürler. Teşekkür etmelisin zaten. | Open Subtitles | -شكراً لمساندتي بقضيّة الشاطئ |
Bunların uyuşturucu suçuyla ne ilgisi var? | Open Subtitles | وما علاقة أيّ من هذا بقضيّة المُخدّرات خاصّتي؟ |