| Bana Kahve borcun var. Toplantıdan önce almak istermisin? | Open Subtitles | تدين لي بقهوة أتريد أن تشربها قبل الإجتماع |
| Sana bir Kahve borcum var. | Open Subtitles | لازلت أدين لكِ بقهوة ، وأعلم أن جدولكِ مزحوم |
| Ama eğer bir canın Kahve içmek isterse, şuradaki otelde yaşıyorum, annemle. | Open Subtitles | لكن أن كنت ترغب بقهوة فاخرة فانا أعيش في فندق المبيت والأفطار بالأسفل هناك , مع والدتي |
| Ben uzun bardakta, kremalı, yarım kafeinli alayım. | Open Subtitles | سأحظى بقهوة بالحليب، نصف كافيين جرعة مدبّلة. |
| Daha geçen hafta latte'yi bile bilmezken şimdi ocakçı oldu. | Open Subtitles | الاسبوع الماضي لم يسمع بقهوة الاتيه الآن هو عامل قهوة |
| Bu her neyse, Skinner'ın kahvesine girecek. | Open Subtitles | مهما كان، فإنها ستوضع بقهوة سكينر |
| Sen bir fincan Kahve alırken, benim beklememi söyledin. | Open Subtitles | ,بينما تاتي بقهوة اخرى او يمكنك الرحيا ببساطة حسنا لا اعتقد ان التخلص مني |
| Sen bir fincan Kahve alırken, benim beklememi söyledin. | Open Subtitles | دعني احزر تريدني ان انتظر هنا ,بينما تاتي بقهوة اخرى او يمكنك الرحيا ببساطة |
| Bu sana delice gelebilir, ama beni Kahve fincanıyla içmek ister misin? | Open Subtitles | اعلم ان هذا جنوني، لكن هل ترغب بقهوة مع كوب؟ |
| Yatakta kalıp kahvaltı edeceğiz, kalkıp Kahve ve sigara içeceğiz. | Open Subtitles | سنبقى في الفراش ونتناول الفطارِ و ننهضّ لكي نحضى بقهوة و سيجارةِ |
| Kahve içtiğin kızla ilgisi var mı? | Open Subtitles | ألهذا علاقة بالفتاة التي حظيت بقهوة معها؟ |
| Idella öldüğünden beri hiç iyi Kahve içemiyorduk. | Open Subtitles | لم نحضى بقهوة جيدة هنا منذ وفاة أيديلا |
| Hazır düşünürken, bana da biraz Kahve ve üzerine şeker serpilmiş bir donut almayı da düşünsene. | Open Subtitles | إذن فكر بقهوة وكعكة بالسكر أثناء تفكيرك |
| Söyleseydin, Şekerine Kahve dökerdik ya... | Open Subtitles | ما هذا ، أتحب سكرك بقهوة أم ماذا؟ |
| Kahve ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريد ان أتي لك بقهوة مرة أخرى ؟ |
| Ben buzlu Kahve istemiştim. | Open Subtitles | أعتقد بأننـي أرغب بقهوة مجمّدة. |
| Ben uzun bardakta, kremalı, yarım kafeinli alayım. | Open Subtitles | سأحظى بقهوة بالحليب، نصف كافيين جرعة مدبّلة. |
| Uzun bardakta, kremalı, yarım kafeinli mi? | Open Subtitles | بقهوة بالحليب، نصف كافيين جرعة مدبّلة؟ |
| latte'sini yudumlayışını, ve wi-fi keyfini çıkarırken yakalanmalarını anlamıyorum. | Open Subtitles | يستمتعون بقهوة بالصويا وبعض الإنترنت الهوائي المجاني. |
| Ancak hayattaki en büyük mücadelesi latte mi yoksa cappucino mu alması olan bir diğer cici sarışın beyaz kız olmandan şüpheliyim. | Open Subtitles | لكني قلقة أنك مجرد فتاة بيضاء شقراء جميلة التي أكبر كفاحها كان أن تشرب حليب بقهوة أو كابوتشينو. |
| Yaşamak istiyorsan, bir denizcinin kahvesine dokunma Ajan DiNozzo. | Open Subtitles | لا تعبث بقهوة البحارة إن كنت تريد (أن يكتب لك النجاه عميل (دينوزو |