"بقيتم" - Translation from Arabic to Turkish

• kalırsanız
• kaldınız
• kalabilseydiniz
• kalıyorsanız

Eğer kalırsanız, Adama'ya onları kurtarabilmek için bir şans verebilirsiniz.
اذا ما بقيتم في مكانكم فانكم تعطون اداما الفرصه لانقاذهم

Ben Tanrı'nın habercisiyim. Burada kalırsanız sonunuz kötü olur.
أنا مرسل من الله أنتم هالكون إذا بقيتم هنا.

Kırk yıIın başı tiyatroya gelmişken... kalırsanız... size hayat hikayemi anlatarak iyi vakit geçirtebilirim.
من العار أن يضيع فرصة نادرة كهذه فلو بقيتم أعدكم أن أمتعكم بقصة حياتى

15 yıldır aşağıda kapalı kaldınız.
طوال خمسة عشر عاماً بقيتم حبيسي في الأسفل

Üçünüz çöplerle uğraşmak için burada kaldınız öyle mi?
أنتم الثلاثة بقيتم هنا لإخراج القمامة ، صحيح ؟

Eğer sağlam ve güçlü kalabilseydiniz, o da evinde kendi evinde, yaşıyor olacaktı.
اذا كنتم بقيتم مستقرين و اقوياء لكانت حية في منزلها وانتم ايضا لكن

Geminizi terk etmek zorunda kalacaksınız. kalırsanız hayatınız tehlikeye girer.
إتركوا سفينتكم أنتم تخاطرون بحياتكم لو بقيتم هنا

Ama kalırsanız, hamağı paylaşırsınız.
،لكن إذا بقيتم ستشاطران الأرجوحة الشبكية

Sakin kalırsanız, akşam yemeği için evinize dönersiniz, anladınız mı?
إذا بقيتم هادئين سوف تذهبوا الى منازلكم لتناول العشاء , هل تفهموا ذلك؟

Muhtemelen güvenmemelisiniz, ama burada kalırsanız sizi canlı canlı yakmaya çalışan her kimse ona kolay hedef olacaksınız.
مـن المحـتمل ألا تثقـوا بي لكن إذا بقيتم هنـا ستكونـون صيّدًا سهـلاً للشخص الذي حـاول حرقكم وأنتم أحياء

Benimle kalırsanız bu işe varımı yoğumu koyacağım.
إن بقيتم معى فإنى سأبذل كل جهدى من أجل ذلك

Bu rotaya sadık kalırsanız, sizi kolayca bulurlar.
طالما بقيتم في هذا الطريق، فسيستطيعون إيجادكم بسهولة

Aradığınız Muhammed adındaki adama gelince de akşam namazına kalırsanız 40 tane kadar bulursunuz.
الذي تبحثون عنه إذا بقيتم إلى صلاة العشاء سوف تجدون ربما 40 شخص بهذا الإسم

Burada kalırsanız, ölürsünüz!
أذا بقيتم هنا ستموتون بالتأكيد

Burada kalırsanız, öldürürler sizi. Teker teker.
إذا بقيتم , سوف يقتلونكم واحدا واحدا

Sizi uyarmalıyım. Eğer kalırsanız sonunuz kötü.
على تحذيركم أنتم هالكون إذا بقيتم.

kalırsanız, parti bundan böyle maaşınızı ödemeyecektir.
إذا بقيتم, فإن الحزب لن يدفع رواتبكم.

Siz çok kaldınız burada, gidin haydi.
لقد بقيتم هنا طويلًا ارحلو فحسب

Ama siz yapmadınız. kaldınız ve savaştınız.
لكن أنتم لم ترحلوا بقيتم وقاتلتم

Ruth, keşke daha uzun kalabilseydiniz.
روث, لتمنى لو انكم بقيتم فترة اطول

Eğer hepiniz kalıyorsanız ben de--
-إذا ما بقيتم جميعاً، إذن فأنا ...