Çünkü kucağımda bir yalanla cehenneme gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | لأني لا أريد الذهاب للجحيم بكذبة على شفاهي |
Ne şekilde tanımlarsanız tanımlayın bir yalanla başlayıp bitiyorlar. | Open Subtitles | مهما كان تعريفك للكلمة فإنها تبدأ و تنتهي بكذبة |
Söylemezsem, ona bir yalanla bağlıymışım gibi hissederim. | Open Subtitles | إذا لم أخبرهُ، سأشعر كما لو أني أوقعتهُ في شِركي بكذبة |
Yalan, kötü bir Yalan söyledin, öyle mi? | Open Subtitles | حسناً ، لقد أخبرته بكذبة قذرة ، أليس كذلك ؟ |
Evet, ama gazi hastanesindekilere söyleme. Bir yalanı yaşıyorlar. | Open Subtitles | صحيح لكن لا تذكر هذا لمستشفى المحاربين القدامى إنهم مرتبطين بكذبة |
"Yalan söyleyip kurtulmak için, yalana yürekten inanmak gerekir." | Open Subtitles | السر للهرب بكذبة " هو ان تصدقها من كل قلبك |
Sinir bozucu soruları cevaplama zahmetinden akla yakın yalanlarla kurtulmak mümkün. | Open Subtitles | إنّه سؤال بسيط، ولكم يسهل مراوغته بكذبة معقولة. |
Sen belki bir yalanla yaşayabilirsin, ama ben asla. | Open Subtitles | قد تكونين قادرة على العيش بكذبة كهذه، ولكنّي لا أستطيع. |
Bak bakalım bir yalanla tarlanı nasıl tekrar güzelleştireceğim. | Open Subtitles | الآن انظر كيف أجعل حقولك تزدهر ثانيةً بكذبة واحدة. |
Böyle bir yalanla ona zarar vermektense, üçüncü cildi en kısa zamanda ateşe veririm daha iyi. | Open Subtitles | أفضل أن أحرق المجلد الثالث على أن أشوهه بكذبة مثل هذه |
Buna da bir yalanla başladım. Gerçek hançerin onda olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | وقد بدأته بكذبة إذ تظنّ بأنّ الخنجر الحقيقيّ معها |
Buna da bir yalanla başladım. Gerçek hançerin onda olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | وقد بدأته بكذبة إذ تظنّ بأنّ الخنجر الحقيقيّ معها |
Ama sana söylüyorum bir yalanla yaşamamak çok rahatlatıcı. | Open Subtitles | لكنني أخبركَ بأن ذلك شعورٌ جميل .بألّا تعيش بكذبة |
Bu evliliği bir yalanla başlatmayacağım. | Open Subtitles | لن أبداً زواجي بكِ بكذبة. لقد أحضرت الخواتم. |
Tabii. Başka bir Yalan bul Lydia. | Open Subtitles | بالتأكيد، حاولي أن تخبريني بكذبة أخرى، ليديا |
Tabii eğer Yalan söyleyemiyorsan. | Open Subtitles | اذا انت لاتستطيع ان تخبرني بكذبة,عندها ستكون كذلك |
Yalnızca onu bir şeyden kurtarmak için beyaz bir Yalan söylemek zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد أخبرته بكذبة صغيرة لكي أعتذر له عن ميعاد أتعلمين؟ |
Hayır, yalnızca Eli'nin "yalanı yenmenin yolu daha büyük bir Yalan söylemektir" dediğini hatırladım da şimdi. | Open Subtitles | كلا، تذكرتُ فقط ما قاله إيلاي أن الطريقة لمحاربة كذبة هي بكذبة أكبر منها |
Kendini içine uydurmaya çalıştığın... bir yalanı yaşıyor olmak zor olmalı. | Open Subtitles | . لابد انه صعب العيش بكذبة تتظاهري بأنكي من أنتي . فقط لكي يلائمك ذلك |
Bir yalanı yaşıyor. Bunu asla yapmazdın. | Open Subtitles | إنّه يعيش بكذبة لن تفعل ذلك أبداً |
Koca bir yalana tutunmaya çalışıyor! | Open Subtitles | أحاول التمسك بكذبة كبيرة |
Bilemiyorum, yalanlarla yaşanmış 10 yıl çok uzun bir süre. | Open Subtitles | من الصعب العيش عشر سنوات بكذبة |