Halkımızın şerefli ve huzurla yaşayacağı yeni bir dünya inşa etmelisin. | Open Subtitles | يجب عليكِ بناء واحد جديد أين سيعيش فيه قومنا بكرامة وبسلام. |
Burada mı bırakıldım yoksa bu onurlu bir şekilde ölmek için acınası bir girişim mi? | Open Subtitles | هل تم قيادتي إلى هنا أو إنها محاولة تافه للموت بكرامة |
Size meselelerinizi saygın bir şekilde kapatma yolu sunuyorum. | Open Subtitles | اني اعرض عليك الفرصة لانهاء حياتك بكرامة |
Atalarım, önünüzde saygıyla eğiliyorum... ve bana öğrettiğiniz gibi Onurumla yaşamaya çalışacağım. | Open Subtitles | أيها الأسلاف .. المجد لكم سوف أحاول أن أحيا بكرامة كما علمتمونى |
Ailem bana tanıştığım herkese karşı saygılı ve onurlu davranmamı öğretti, nasıl göründüklerini, nasıl giyindiklerini, nasıl konuştuklarını önemsemeden. | TED | والديّ علّماني، أن أعامل كل من أقابل بكرامة وإحترام، مهما كان شكلهم، مهما كان لبسهم، مهما كانت طريقة كلامهم. |
Ancak bu aynı zamanda onurlu görevimizin, sadece bugün değil sonsuza kadar, onuruyla hizmet edip bu yolda kaybedilen erkek ve kadınların son fedakarlıklarının hatırlanması gerektiğinin altını çizmektedir. | Open Subtitles | لكنه يبرز واجبنا المقدس.. ليس فقط اليوم, لكن للأبد.. لنكرم هؤلاء الذين خدموا بكرامة.. |
İzin verin onu tapınağa götürüp sonraki dünyada huzur bulabilmesi için şerefiyle gömeyim. | Open Subtitles | اسمحي لي أن أحضره له إلى المعبد وأدفنه بكرامة حتى يجد السلام في العالم الآخر |
# Sonbahar havasında dolanıyor Yüksek bir asaletle beraber # | Open Subtitles | ♪ التحرك في جميع أنحاء الخريف السماء بكرامة قياس ♪ |
Doğrudur, şarkı söylerim, dans ederim Ama atalarımın asaletiyle yaparım bunları | Open Subtitles | سأغني، سأرقص و لكني سأفعلها بكرامة أجدادي |
şerefli şekilde ve cebinde bir miktar parayla veya mahvolmuş şekilde yapabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك فعل هذا بكرامة وبعض المال في جيبك، أو يمكن فعل هذا مفلسًّا |
Tabii ki şerefli bir şekilde yaşamak bizi daha fazla tehlikeye sokmak demekti. | Open Subtitles | وبالطبع العيش بكرامة يضعنا في المزيد من الخطر |
O yüzden senden rica ediyorum. Lütfen, onurlu bir şekilde ölmesine izin ver. | Open Subtitles | لذلك أنا أطلب منك أرجوكِ, دعيه يموت بكرامة |
Morali bozuk... onurlu bir şekilde ölmek için benden yardım istiyor. | Open Subtitles | انها مكتئبة و تريدني ان أساعدها على الموت بكرامة |
Bu derneği kurmamızın nedeni herkesin saygın bir şekilde ölme seçeneği olduğuna inanmamız. | Open Subtitles | نحن بدأنا هذا البرنامج لأننا نؤمن بأن كل شخص لديه طريقته الخاصه للموت بكرامة |
Serbest bırakılmasını istiyorum böylece tedavi görüp, kalan hayatını saygın bir şekilde yaşayabilir. | Open Subtitles | "أريد أن يتم إطلاق سراحه" "حتى يتلقى العلاج، و يعيش ما تبقى مِن حياته بكرامة" |
Ciddi ve saygılı bir biçimde söyleyelim, iş yerlerinizdeki cinsiyet ayrımcılığı bitmeli. | TED | بكرامة واحترام، التحيز الجنسي في أماكن عملكم يجب أن ينتهي. |
Senin gibi birinin bunu onuruyla kabullenmesini beklemezdim zaten. | Open Subtitles | لن أتوقّع من شخص مثلك أن يتقبّل موته بكرامة |
Baban şerefiyle öldü. İçinde hiç serserilik yoktu. | Open Subtitles | مات أبوك بكرامة ولم يكن متسكعا سكيرا |
...o ismi asaletle taşıdı ta ki kendine yeni bir isim edinene kadar... | Open Subtitles | وكانت تتحمل هذا بكرامة الي ان صنعت لنفسها اسماً جديدا |
O zaman asaletiyle ölmüş olur, en azından bu gazete. | Open Subtitles | إذن ستفقد بريقها بكرامة على الأقل في هذه الصحيفة |
Şanslıyım ki şerefimle ölebilecek kadar yaşlıyım. | Open Subtitles | محظوظ لكوني عجوزاً بما يكفي لدي الفرصة لكي يموت بكرامة |
Eğer bu sonumuz olacaksa, itibarımız ve Onurumuzla yüzleşmeliyiz. | Open Subtitles | أتفق مع ما تقولين ، لو كانت هذه هى النهاية فالأفضل أن نواجهها بكرامة و شرف |
Vurgun yapar, paçayı sıyırır Şerefimizle emekli oluruz. | Open Subtitles | ضربنا البنك، ونحن الحصول على بعيدا معها، نحن نتقاعد بكرامة. |