Bu binalar esnek değil ve hastanenin verimli çalışması için hastane yataklarının dolu olmasını gerektiren bir sistemle çalışıyorlar. | TED | وهذه المباني ليست مرنة، فهي تحافظ على النظام فيها بحيث يجب أن تبقى الأسرّة ممتلئة لكي يعمل المستشفى بكفاءة. |
verimli bir biçimde yaptığı şey patatesi yeniden markalandırmak oldu. | TED | والذي قام به بكفاءة الملك حينها أنه غير مفهوم البطاطا |
Bizler apaçık daha verimli şekilde öldürüyoruz. Fakat hala öldürüyoruz. | Open Subtitles | يبدو أننا أسفرنا عن مقتل الكثير بكفاءة ولكننا مازلنا نقتل |
Diğer yandan bazı maddeler daha fazla mavi veya kızıl ışığı daha etkili şekilde yansıtabilirler. | TED | من ناحية أخرى، بعض المواد ربما تعكس الأزرق أكثر أو الضوء الأحمر بكفاءة. |
Ama Cıvık Mantar grubu kadar etkili olamadılar ve benim için Cıvık Mantar büyüleyici bir konu. | TED | لكنهم لم يكونوا بكفاءة العفن و عفن الوحل بالنسبة لي موضوع يثير الإعجاب |
Güneş ışığını biraz gölgeleyerek ek karbondioksiti de etkin bir şekilde... ...telafi etmek ve eskisine benzer bir iklim oluşturabilir miyiz? | TED | هل يمكنك أن تظلل بعض ضوء الشمس و تعادل بكفاءة ثاني أكسيد الكربون المضاف و تنتج مناخ يشبه المناخ الأصلي الذي كان |
Elimize fırsat geçecek olursa sorgulamayı tam bir verimlilikle yapmaya hazır olmalıyız. | Open Subtitles | وإذا سنحت لنا الفرصة يجب أن نكون مستعدين للتحقيق معهم بكفاءة عالية |
Bu çok eski, altı aylık falan. Ama bir antika için gayet iyi çalışıyor. | Open Subtitles | إنه قديم، مضى عليه ستة أشهر لكنه يعمل بكفاءة رغم أنه عتيق |
Beni aradın çünkü ısı verimli güç kaynağına ihtiyacımız var kasanın içinde. | Open Subtitles | لماذا اتصلت بي؟ نريد مصدراً للطاقة يعمل بكفاءة عالية داخل هذه العلبة |
verimli kullanıldığında, gerçekten bizim yıkımımız olmadan işimizi yapabiliriz. | TED | و يمكنه فعلاً , إن استخدم بكفاءة, أن يلبي حاجاتنا .من دون تنقيب أو تخريب |
Bu, pilin daha verimli çalışmasını sağlıyor. | TED | يمكِّن هذا الخلية الشمسية من العمل بكفاءة أكبر. |
bu kimyasallar için yeri kazmanıza gerek yok, ve bazı şeyleri daha verimli kullanabiliriz. | TED | ليس علينا الحفر عميقا لإستخراج المواد من أجل الطاقة ، ويمكننا عمل ذلك بكفاءة وتوفير أكبر. |
Bu zamana kadar, termodinamiğin bu 2 kanunu bütün devridaim makine fikirlerini ve ima ettikleri kusursuz verimli enerji üretimi hayallerini çürütmüştür. | TED | حتى الآن، قام هذان القانونان بعرقلة كل فكرة للحركة الأبدية وأحلام توليد الطاقة بكفاءة تامة التي تنطوي عليها. |
Fakat bu, etkili ve verimli bir şekilde idare edilmiyor. | TED | هي فقط لم تُستعمل بكفاءة وفعالية عالية. |
Anlıyorum ama verimli çalışabilmek için... kalabalık olmayan bir merkeze ihtiyacımız var. | Open Subtitles | اتفهم ذلك لكن كي نعمل بكفاءة هذه القوة المشتركة بحاجة لمقر بحالة تركيز خال من الاحتقان الناتج عن الموظفين الاضافيين |
Bu başkalarına yapılan istila, etkili biçimde ve insafsızca çıkarılıp paketlenilip bir karda satılan bir hammadde. | TED | هذا الإنتهاك للآخرين هو عبارة عن مادة خام تعد و توضب بكفاءة و بلا رحمة و تباع مقابل أرباح. |
Küresel ekonomimize baktığımda fark ettim ki o da bir sistem, fakat uzun vadede etkili bir şekilde sürdürülebilir olmayan bir sistem. | TED | وبينما كنت أدرس نظامنا الاقتصادي، أدركت أنه مثل ذلك النظام أيضا، لكنه نظام لا يمكنه العمل بكفاءة لمدة طويلة. |
Demek istediğim, grafikler veri aktarımında süper etkili olabilir. | TED | النقطة هي، يمكن للرسومات نقل البيانات بكفاءة لا تصدق. |
Ancak sağlıklı bir troid hücrelerimizi etkili bir şekilde yönetir, orda olduğunun farkında bile olmayan bizleri düzenli bir şekilde idare eder. | TED | لكن الغدة السليمة تدير خلايانا بكفاءة شديدة لدرجة أنها تحافظ على عمل أجسامنا بسلاسة دون أن نلاحظ وجودها. |
Ama bu ilk denemede, ikimiz de insan zekâsıyla makine zekâsını etkili bir şekilde bir arada kullanamadık. | TED | لكن في هذه التجربة الأولى، فشلنا نحن الإثنان في دمج المهارات البشرية والآلية بكفاءة. |
Hayat milyarlarca yıl önce oluştu ve sürekli materyalleri etkin bir şekilde kullanmaya adapte oldu. | TED | وُجدت الحياة لبلايين السنين وتأقلمت باستمرار على استخدام المواد بكفاءة. |
Sadece 4. deneğin beyni yüksek dozda adrenaline etkin bir şekilde cevap verdi. | Open Subtitles | مخ الحالة الرابعة هو المخ الوحيد الذي عالج بكفاءة التعرض لجرعة عالية من الأدرينالين |
Görevlerini büyük bir verimlilikle yerine getiriyor ve bunu beyninin sadece %10'unu kullanarak yapıyor izlenimi veriyorsun. | Open Subtitles | تؤدّين واجباتك بكفاءة ممتازة جداً... وبساطة توحي بأنك تستخدمين ..تقريباً عشرةبالمائة. |
Oğlunuzun ruhsal durumu da gayet iyi. | Open Subtitles | حالة إبنكم العقليّة تعمل بكفاءة |