"بكل شيء من أجل" - Translation from Arabic to Turkish

    • için her şeyi
        
    • için her şeyimi
        
    • hikâye için mi her şeyi
        
    • için her şeyini
        
    Ben sevdiğin için her şeyi riske atarsın inancı ile yetiştirildim. Open Subtitles حسناً، تربيت على أنه يجب المخاطرة بكل شيء من أجل أحبائك
    Senden başka kimsenin görmediği bir rüya için her şeyi tehlikeye atmanın sihridir. Open Subtitles إنه سحر التضحية بكل شيء من أجل حلم لا يراه أحدٌ غيرك
    Sahip olduklarınla eğlenmek yerine, gelecek için her şeyi riske atıyorsun. Open Subtitles وبدلا من الاستمتاع بما لديك بالوقت الحاضر, أنت خاطرت بكل شيء من أجل المستقبل.
    O çocuklar için her şeyimi feda ettiğimi herkes bilir. Open Subtitles الجميع يعرفون أنـّي ضحيت بكل شيء من أجل ألئكَ الأطفال.
    Para için yarak yalayan bir kadının uydurduğu bir hikâye için mi her şeyi riske atıyorsun? Open Subtitles تخاطر بكل شيء من أجل أمرأة تمص القضيب من أجل المال؟
    Kardeşi için her şeyini feda etti buna rağmen onu kurtaramadı. Open Subtitles لقد ضحى بكل شيء من أجل أخيه ولم يتمكن من إنقاذه
    Birbiriniz için savaştınız. Birbiriniz için her şeyi riske attınız. Open Subtitles لقد حاربتهم وخاطرتم بكل شيء من أجل بعضكم البعض
    Babam, bir erkeğin çocuğu için her şeyi fedâ etmesi gerektiğini söylerdi. Open Subtitles أبي يقول على الرجل التضحية بكل شيء من أجل أطفاله
    Bir Kurt için her şeyi feda etmeye razı mısın? Open Subtitles متأكدة أنك تريدين أن تضحي بكل شيء من أجل ذئب ؟
    Sen her zaman sıra dışı bir şey başarmak için her şeyi riske atan kız olacaksın. Open Subtitles ستكونين دائماً الفتاة المستعدة للمخاطرة بكل شيء من أجل فرصة تحقيق أمر استثنائي.
    Uyandık, birleştik ve onu durdurmak için her şeyi riske atacak kadar öfkeliyiz. Open Subtitles نحن مستيقظون،و متحدون و بصراحة،غاضبون لدرجة أننا سوف نخاطر بكل شيء من أجل إيقافها
    Üç oğlu için her şeyi yapıyordu. Open Subtitles لقد قامت بكل شيء من أجل أولادها الثلاثة
    Moda şirketimin her yıl bir defilesi olur. Geçen yılki defilede deli gibi koşuşturdum. Çünkü defile için her şeyi yaparım, gereken her şeyi. Deli gibi koşuşturuyordum. Onun bu gömleği basit bir jestti. Bende de aynısından olduğuna emin olmak istedi. Yani ilginç bir hikâye. TED في شركة الأزياء خاصتي، نُقيم عرضاً كل سنة، وفي عرضنا السنة الماضية، كنت أتجوّل كالمجنونة، لأنني كنت أقوم بكل شيء من أجل العرض، وكلّ شيء بخصوصه، لذا كنت أتجوّل كالمجنونة، بينما هو، وهي لفتة بسيطة منه حول القميص الذي كان بحوزته، أراد فقط أن يتأكد من حصولي على القميص نفسه، إنّها قصةٌ غريبة.
    Kaltağın biri için her şeyi riske atma! Open Subtitles -لا تخاطر بكل شيء من أجل عاهرة
    David, Elise için her şeyi feda ettin. Open Subtitles (دايفد) لقد خاطرتَ بكل شيء من أجل (إليس)
    Bir hiç için her şeyi feda mı edeyim? Open Subtitles تضحية بكل شيء من أجل لا شيء؟
    Onunla tekrar konuşabilmek için her şeyimi verirdim. Open Subtitles مستعد أن أضحي بكل شيء من أجل أن أتحدث معه مرة أخرى
    Neolution için her şeyimi feda ettim. Sevdiklerimi. Belki de kendi ruhumu. Open Subtitles ضحيت بكل شيء من أجل (نيولوشن) مَن أحببتهم وربما نفسي حتى
    Para için yarak yalayan bir kadının uydurduğu bir hikâye için mi her şeyi riske atıyorsun? Open Subtitles تخاطر بكل شيء من أجل أمرأة تمص القضيب من أجل المال؟
    Parti için her şeyini feda edebilir misin? Open Subtitles هل ستضحي بكل شيء من أجل مصلحة الحزب؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more