"بكونه" - Translation from Arabic to Turkish

    • olmakla
        
    • olması
        
    • olmasıyla
        
    • olmakta
        
    • olmanın
        
    • olmaktan
        
    • kendini
        
    Elbette, yaptığı güzel hizmetler olabilir ama gururlu olmakla bunun bedelini ödüyor. Open Subtitles جيد ، سنقدم له مدح على ذلك لكنه يعوض نفسة بكونه فخور
    Hayır, benim görevim masum bir kişiyi seri katil olmakla suçlamamaktır. Open Subtitles كلّا، إنّما واجبي قطع الشك باليقين قبلما أتّهم بريئاً بكونه سفّاحاً.
    Tarih boyunca ilk defa, şu veya bu sanatçıya "dehanın gelmiş olması" yerine, doğrudan kendisinin "dahi" olduğunu duymaya başladık. TED ولأول مرة في التاريخ، تبدأ في سماع الناس يشيريون لهذا الفنان أو ذاك بكونه عبقري بدلاً عن أن لديه عبقري.
    Belki tüccar olmasıyla alakası vardır. Open Subtitles ربما هذا له علاقة بكونه يعمل كمندوب مبيعات
    Tamam. Başka biri olmakta bu kadar iyi iş çıkaran birini nasıl yakalarsın? Open Subtitles حسناً، إذن كيف ترصد شخصاً جيّداً بكونه أيّ شخصٍ آخر؟
    Keşke benim babam da biraz rahatlayıp sıradan olmanın tadını çıkarabilse. Open Subtitles كنت أتمنى أن والدى يمكنه الإسترخاء هكذا والإستمتاع بكونه من العامة
    Sıradan bir uyuşturucu satıcısı olmaktan çok memnunken bunu bulduğumuzda altına yapacaktı neredeyse. Open Subtitles كان سعيدًا بكونه مهرب مخدرآت أقترب على تبليل نفسه، عندما وجدنا هذا.
    Daha ziyade suya önkoluyla 45 derecelik açı yaparak giriyor, ve sonra kendini akış çizgisiyle itiyor -- çok önemli. TED بل هو يدخل الماء على درجة ٤٥ بيده. بعد ذلك يدفع نفسه بكونه جالساً مستقيماً.
    Beni güldüren, bu adamın Holokost inkarcısı olmakla kalmayıp bir de bundan gurur duyar durumda olmasıydı. TED سبب آخر لضحكي هو أنّ هذا الشخص لم يكن فقط ناكراً للمحرقة، ولكنه بدا فخوراً حقاً بكونه كذلك.
    Kesinlikle kocaman liseli bir ucube olmakla alakalı olmalı. Open Subtitles واضح أنّ لهذا علاقة بكونه مراهق أحمق كبير
    Ne olursa olsun bizi yakalarlar. Havaalanında İsveç konsolosunu Amerikan olmakla suçladılar bir saat boyunca orada tuttular. Open Subtitles تم اتهام القنصل السويدي بكونه أمريكياً في المطار
    Yani casus olmakla suçladıkları adam casus değil. Open Subtitles إذن الرجل الذي اتُهم بكونه جاسوساً ليس جاسوساً في الحقيقة
    Bu han vatana ihanetin merkezi olmakla itham ediliyor. Open Subtitles هذا النزل متهم بكونه مركز التخطيط .للخيانة
    Her kim yaparsa yapsın, en zor röportajın onunki olması beklenirdi çünkü ketumluğuyla, ağzından kerpetenle laf alınmasıyla ün salmıştı. TED كان يفترض أنه أصعب من تجرى معه الحوارات لأنه كان شهيراً بصمته. شهيرا بكونه لا ينطق بشئ إلا ربما كلمة أو إثنتين.
    Ya bu oyunu da oynuyorsa iyi biri olması, herkesin ona güvenmesi sadece oyunu kazanmak içinse? Open Subtitles فمارأيكم إن كان يلعب هذه اللعبة بكونه رجل لطيف جداً والجميع يثق فيه وهذا فقط ليربح المسابقة
    Tarafsız olması kimin umrunda, ya haklıysa? Open Subtitles من يهتم بكونه دوره محورياً لو كان علي حق؟
    Siyah ya da beyaz olmasıyla hiçbir alakası yoktu, sadece harika biriydi. Open Subtitles نعم بالضبط الموضوع لم يكن على علاقة بكونه أسمر أو أبيض البشرة لقد كان فقط مذهلا ً
    Marcus Aurelius, iyi bir imparator olmasıyla tanınırdı. Open Subtitles كان ماركوس أوريليوس مشهورا بكونه إمبراطورا صالحا
    Bir hırsız uzmanı olmasıyla övünmemiş miydi? Open Subtitles ألم يتباهى بكونه خبيرا باللصوص؟
    Oh. Olay daha iyi olmakta değil. Open Subtitles الأمر لا يتعلّق بكونه أفضل حالاً.
    İnanılmaz olmakta inanılmaz. Open Subtitles أنه رائع بكونه رائع
    Sonunda, dünyada var olmanın korkunç gerçeklerine set çekememesi hayatını manasız hale getirdi. Open Subtitles في النهاية، قدرته بإنكار الحقائق المريعة .. بكونه في العالم جعلت حياته بلا معنى
    İçimizden bazıları, bir fark yaratabilmek adına, sevdiği insanlarla birlikte olmaktan vazgeçebiliyor. Open Subtitles كما تعرف، البعض منا يضحي بكونه ...مع الناس الذين نهتم بهم بحق لكي نستطيع أن نحدث الفرق
    Çünkü bana göre kendini mekanın bir parçası olarak hisseden bir beden ile sadece bir resmin önündeki bir beden olmak arasında büyük bir fark var. TED لأنني أعتقد أنها ستحدث فرقاً سواء كان لديك جسم يحس بكونه جزء من مكان بدلاً عن أن لديك جسم يقف فقط أمام صورة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more