"بكيس" - Translation from Arabic to Turkish

    • torba
        
    • torbasında
        
    • torbasına
        
    • torbasıyla
        
    • çanta
        
    • poşeti
        
    • torbası
        
    • torbayla
        
    • çuvalı
        
    • çuvalla
        
    • torbasını
        
    • poşetiyle
        
    • torbasının
        
    • bir torbada
        
    • bir poşetle
        
    Çok uzun olmayan bir süre öce, Fransa'nın göklerinde uçan bir gemi gördüm, havadan daha hafif olan bir havayla doldurulmuş büyük bir torba ile desteklenmişti. Open Subtitles منذ فترة شاهدت مركبة تمخر سماء فرنسا بكيس من الهواء ، اخف من الهواء الجوي
    Ve fahişe de sensin bayım ruhunu bir torba altına sattığın için. Open Subtitles وأنت سيدي العاهرة لأنك بعت روحك بكيس من الذهب
    Silahı sallayıp duruyor. Bu işin sonu ceset torbasında bitecek. Open Subtitles يحب أن يلوح بهذا الشيء كثيراً سينتهي أمرنا بكيس الجثث
    Çözümümüz geniş spektrumlu bir antibiyotik. Bir serum torbasına koyup prednizon olarak etiketleyin. Open Subtitles لدينا محلول من المضادّات الحيوية واسعة المجال، نضعه بكيس محلول البريدنيزون
    Bayan Hilda Whittaker yular torbasıyla ne hoş görünüyor! Open Subtitles الآنسة هيلدا ويتكر تبدو الأكثر جاهزية بكيس الطعام واللجام
    Bana söylediğine göre, işe her sabah öğle yemeğini koyduğu kese kâğıdı çanta ve bir sigara ile giderdi. TED وأخبرني بأنه كان يذهب إلى العمل كل صباح بكيس ورقي به غذاؤه وبسيجارة واحدة
    Resmen kanımı kuruttun. En azından bir torba falan fırlat. Open Subtitles إنّك عمليًّا أنزفتني حتّى الجفاف أقلُّها رطّبني بكيس أو ما شابه
    Kafanda siyah bir torba varken ormanda pek bir şey göremiyorsun. Open Subtitles تعجز عن رؤية ما يكفي من الأحراج .ما دامت رأسك مغطَّاة بكيس أسودَ
    Böyle bir mekâna, elinde bir torba altınla gelen biri pis bir ölümle sonuçlanacak kısa bir hayat yaşamak istiyor demektir. Open Subtitles ... مزعج مثلك يأتي لمكان كهذا , بكيس من الذهب . فهو يبحث عن حياة قصيرة , بميتةٍ مزرية
    Bak, işte ihtiyacın olan kanıt. İdrar torbasında kan var. Open Subtitles انظر، ها هو الدليل الذى تحتاجه ثمّة دم بكيس البول
    Ceset torbasında olmaktansa dağ başında olmayı tercih ederim. Open Subtitles يا صاح انا افضل ان اكون من . العصي بدلاً من ان اكون بكيس جثة
    Rehineyi öldürürüm! Onu ceset torbasına sokarım! Open Subtitles سأقتل الرهينة الأن و إلا سأرسلهُ بكيس الموتى
    Benden, onu sandalyesine oturtup, sidik torbasıyla birlikte ömrünün sonuna kadar tekerlekli sandalyesiyle gezdirmemi bekliyorsunuz. Open Subtitles تتوقع منّي ان أدفعها بكيس للتبوّل تحمله على الكرسي لبقية حياتها؟
    Sende benimle çıkmanın tek yolunun kafama bir çanta geçirmem ve ağzımı bantlamam olduğunu söyledin böylece ne suratıma bakmak ne de sesimi duymak zorunda kalacaktın. Open Subtitles أنت قلت بأنه الطريقة الوحيدة لتتسكع معي هي أن يكون وجهي مغطى بكيس وعلى فمي شريط لاصق
    Ben daha iyi nişancıyım. poşeti ben atmalıyım. Open Subtitles لديّ تسديد افضل منك عليّ ان ارمي بكيس الغائط
    Bunlar şu an aklıma gelen çöp torbası markaları. Open Subtitles وهذه كل المزاحات الخاصة بكيس النفايات التي يمكنني التفكير بها
    Şu anda ne olduğunu biliyor musun? Çok garip bir rüya gördüm. Naylon torbayla boğulup öldürülüyordum. Open Subtitles راودني أغرب الأحلام على الإطلاق كنت أختنق حتى الموت بكيس بلاستيكي
    Patates çuvalı kardeşinden daha yararlı olmaya ne dersin? Open Subtitles ما رأيك أن تكون أكثر فائدة من أختك الشبيهة بكيس البطاطس؟
    Hemen şuranın ilerisinde kafanda bir çuvalla... seni meydana itmişlerdi. Open Subtitles هناك حيث دفعومكِ من الغابة بكيس يغطي وجهك
    Üzgünüm, kan torbasını tutmuştum. Open Subtitles أسف , كان علي أن أمسك بكيس الدم.
    Denizde. Tamamen hayat değiştirici.. geçen kış, çöp poşetiyle çatıdan kaymaya kalkıştı. Open Subtitles كم هو حدث يغير بالحياة والشتاء الفائت حاول ان يتزحلق عن سطحنا بكيس قمامة كباراشوت
    Buradan sadece ceset torbasının içinde çıkabilirim. Open Subtitles الطريقة الوحيدة التي سأخرج بها من هنا هي بكيس الجثث
    Evli, sayılan, sevilen biri. Ama 13 katilin yanında, sualtında bir torbada bulundu. Open Subtitles متزوّج، محبوب ومحترم ولكنه وُجد بكيس تحت البحر مع 13 قاتلاً
    Elinde bir şey yoktu girdiğinde, 1 dakika sonra, saydam bir poşetle çıktı. Open Subtitles دخلت وهي لاتحمل شيء وبعد دقيقة خرجت بكيس كبير معتم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more