| seni günlerce aradı ama telefonlarına hiç dönmedin. | Open Subtitles | بيتي كانت تتصل بكٍ لأيام ولكنكِ لم تردي على إتصالتها |
| Uğrar, seni de okula götürürüm, diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | اهلاً ، لقد ظننت انه يمكنني المرور بكٍ و أخذكٍ الى المدرسة |
| Ne tesadüf, ben de şimdi seni aramayı düşünüyordum. | Open Subtitles | ما هي الأخبار؟ هذا غريب جداً كنت على وشك الاتصال بكٍ |
| Sadece onun benzerini arasaydım sana çoktan sahip olmuştum. | Open Subtitles | لو كنت أريد شبيهه لها لكنت حظيت بكٍ الأن |
| sana nasıl da bakmıyorum, çünkü sana güveniyorum. | Open Subtitles | وراقبى أنى كنت لا أراكٍ لأننى كنت مشغول بالوثوق بكٍ |
| sana değer veren tek kişiyi kendinden uzaklaştırıyorsun. | Open Subtitles | أعرفك إنك رميت الشخص الوحيد الذى إهتم بكٍ |
| Sanki bin yıl yaşayacakmışım gibi hissediyorum çünkü seni bir kere bile düşünmek o kadar uzun sürecek. | Open Subtitles | اشعر انني سوف اعيش لـ1000 عام لان لتلك المدة سوف تأخذني لافكر بكٍ فكرة واحدة |
| Bundan sonra da seni düşünerek mastürbasyon yapacağım ve bu konuda yapabileceğin hiçbir şey yok. | Open Subtitles | وفي وقت لاحق سوف استمني وسوف افكر بكٍ وانا افعلها وليس هناك شيء يمكنك القيام به حيال ذلك |
| Parayı alma vaktin gelmiş olmalı, beni aramadığın için ben seni aradım. | Open Subtitles | لقد جئت بكٍ إلى هنا لان الوقت قد حان للحصول على نقودك، ولكنكِ لم تأتي |
| Eğer herhangi birşeye ithiyacım olursa... birilerinin seni aramasını sağlarım. | Open Subtitles | وسأجعل احدهم يتصل بكٍ إذا احتجتك من اجل أي شيء آخر |
| Ehliyet fotoğrafından tanıdı seni. | Open Subtitles | لقد تعرفت عليكٍ من خلال صورة رخصة القيادة الخاصة بكٍ |
| Şehre geri dönerken seni aramalıydım. | Open Subtitles | كان يجب علي الاتصال بكٍ واعلامكِ بانني عائدة للمدينة |
| O arıyor. Ararım seni. | Open Subtitles | هذا هو على الخط الآخر . دعينى أتصل بكٍ لاحقاً |
| Düşündüm ki eğer buraya asarsam o kapıdan her geçtiğimde seni düşünüyor olacağım. | Open Subtitles | لقد توصلت أننى لو قُمت بوضعها هُنا فى كل مرة أدخل عبر الباب سأفكر بكٍ |
| Geçen gün nerdeyse sana çarpıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت على وشك الاصطدام بكٍ بسيارتي المرة الماضية |
| Sonra da sana o adı veren götleğin ben olduğumu fark ettin. | Open Subtitles | ومن ثم ادركتِ بأني كنت الحمقاء التي لفقت التهمه بكٍ |
| Bay Tuhaf Ayakkabı mı yaptı bunu sana? | Open Subtitles | هل ذا الحذاء الغريب فعل هذا بكٍ ؟ |
| İyi bakıyorlar mı sana? | Open Subtitles | إذا , هل يعتونك بكٍ جيدا هنا ؟ |
| İyi bakıyorlar mı sana? | Open Subtitles | إذا , هل يعتونك بكٍ جيدا هنا ؟ |
| Medyumlara inanmam ama sana inanıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أؤمن بالعرافين لكنى أؤمن بكٍ |
| Hayır, hayır, hayır, sana demedim. | Open Subtitles | لا ، لا ، لا ، الأمر لا يتعلق بكٍ |