"بك لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • seninle
        
    • seni
        
    Her şeyin seninle ilgili olduğunu sanıyorsun. Ağlamamın seninle ilgisi yoktu. Open Subtitles انت تظن ان كل شيء يتعلق بك لا علاقة لبكائي بك
    Eğer ailem seninle evlenmemi istemeseydi beni hiçbir şekilde engelleyemezlerdi. Open Subtitles إذا لم يوافق والداي على زواجي بك لا يوجد شيء يمنعني من الزواج بك
    Sana kötü davranmasını seninle hiç gurur duymamasını maçlarını izlemeye gelmemesini seni aç bırakmasını, üst baş almamasını... Open Subtitles إنها لئيمة معك و ليست فحورة بك لا تأتي أبداً لتشاهد مبارياتك في الهوكي تترك جائعاً و لا تشتري لك ثياباً
    seninle tanıştıklarını bile söyleyemezler. Bu şeyi kaçıramazsın. Open Subtitles و سيتصرّفون وكأنهم لم يلتقوا بك لا يمكنك مقاومة هذا
    Çok tuhaf, ne zaman seni görsem halinden hiç memnun görünmüyorsun. Open Subtitles من المضحك أنه كلما التقيت بك لا يبدو عليك الرضا
    seninle hiç tanışmamış gibi görünmeye çalışırlar. Open Subtitles و سيتصرّفون وكأنهم لم يلتقوا بك لا يمكنك مقاومة هذا
    seni atlatamamış olsam bile, seninle asla birlikte olamam yani fark etmez. Open Subtitles حتى لو لم أنساك، لن أستطيع أن أقترن بك لا مجال
    Juliette seninle iletişime geçmeye çalışırsa ona bir şey söyleme. Open Subtitles ولو حاولت جولييت الإتصال بك لا تخبرها بشيء
    Ne bulabileceğime bakacağım. seninle sonra temas kuracağım. Open Subtitles سأرى ماذا أستطيع أن أجد سأتصل بك لا حقا
    seninle gurur duyuyorum. Sihirli sayı 18'e daha önce kimse ulaşamadı. Open Subtitles انا فخور جداً بك لا احد دخل السحر
    Bütün gece seninle aynı yataktaydık. Her şey yoluna girecek. Open Subtitles لا بأس لا تخف سأعتني بك لا بأس
    seninle ilgilenirim. Burada kalamam. Open Subtitles أنا سأعتني بك لا أستطيع البقاء هنا
    seninle ilgili hiç değişmeyen şeyler var. Open Subtitles هناك أموراً بك لا يمكن أن تتغير
    Ve seninle gurur duyuyorum. Bunu asla unutma, tamam mı? Open Subtitles و أنا فخورا بك لا تنسى ذلك أبدا؟
    seninle bir alakası yok, endişelenme. Open Subtitles الامر ليس له علاقه بك لا تشغل بالك انت
    seninle ilgilenmeyen herkes aynı zamanda benimle de ilgilenmez. Kardeşin Vito'ya daha ufak bir çocukken iş vermiştim. Open Subtitles أي شخص لا يعتني بك , لا يعتني بي أيضاً
    seninle alakası yok yani. Böyle düşünme. Open Subtitles الامر لا علاقة له بك لا تقلق
    seninle ilgilenmeye çalışıyorum. Open Subtitles -أهتمّ بك. لا يعجبني الأمرُ أيضاً.
    seni sıkıştırmamdan sıkılırsan söyle. Canını sıkmak istemem. Open Subtitles أعلمينى إذا أردت أن أكفّ عن الإهتمام بك لا أريد أن أبدو أحمقاً
    Ömrün boyunca otoyolun ilerisinde oturduğu halde seni hiç arayıp sormayan biyolojik baban gibi. Open Subtitles مثل والدك الحقيقيّ الذي عاش أعلى الطريق السريع حياتك كلّها ولم يحاول الاتصال بك لا أزال لا أعرف ما شعورك حيال هذا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more