Sadece benden kaçmayacağından emin olmak için küçük bir şey, şüphesiz kaçmayı planlıyorsundur. | Open Subtitles | مجرد شيئ بسيط للتأكد من أنك لن تنقلب ضدي وهو بلاشك مالا ترغب بالتفكير فيه |
Eğer bizi dinleseydi, kurtarabilirdik. Hiç şüphesiz | Open Subtitles | اذا كان قد صغى الينا كنا استطعنا انقاذة بلاشك |
# Fırındaki düğmelere el sürülmez, şüphesiz # | Open Subtitles | â™ لا تلمس المقابض التي على الموقد، بلاشك â™ |
Son çare olarak Gestapovari önlemlere başvuracaklar ki bunun da çok insanca yöntemler olduğuna şüphe yok." | Open Subtitles | سيكون عليهم أن يستخدموا بعض أساليب النازيين بلاشك هذه إساءة موجهة |
Pek değil ama şüphe yok ki, cesur bir yeni dünyaya doğru gidiyoruz. | Open Subtitles | ليس تماماً، لكنه عالم جديد مشجع سنخوضه بلاشك |
şüphesiz şu an şansımın az olduğunu düşünüyorsundur. | Open Subtitles | كما تقول بلاشك, إن الإحتمالات ضدى. |
- Ve de üstelik eğer haber başkente ulaşırsa bakan şüphesiz sizi görevden aldırır. | Open Subtitles | فهذا سيصل إلى العاصمة بلاشك... وسيتحرك الوزير باتجاه عزلك عن المنصب. |
- Önemli devlet işleri yüzündendir, şüphesiz. | Open Subtitles | - حسناً , انه يهتم بالمسائل الهامة في الدولة بلاشك - |
Katilimin ismi de yaşayacak, şüphesiz. | Open Subtitles | . أسم قاتلى , بلاشك , سوف يعيش إيضاً |
Bu, hiç şüphesiz, dinimizin bir buyruğudur. | Open Subtitles | معنها الوصية بالعبرية وتعنى فى القانون اليهودى موتاً جيداً . حسناً , قد تكون "ميصوة" , بلاشك |
Bu Mesleki Kurallar Birimi'nin kararı, şüphesiz. | Open Subtitles | -هذا ما ستحكمه وحدة المعايير المهنية بلاشك |
şüphesiz herkes İngiltere'yi mahvetmenizden korkuyor. | Open Subtitles | خائفون من ان تدمر انجلترا بلاشك |
Melchett şüphesiz ona söylediğimin tam tersini yapıp gidip kocaman bir hediye alarak Kraliçeye verecek, sonra da... | Open Subtitles | سيقوم ميلشت بلاشك بفعل عكس ما أمرته به، سيجلب معه هديةً ضخمةً، يُعطيها للملكة، ثم... . |
Ailenin küçük bir kolu, şüphesiz. | Open Subtitles | فرع ثانوي من العائلة بلاشك |
şüphesiz ailemiz için. | Open Subtitles | لمصلحة العائلة بلاشك |
David Clarke'ı hapishanede ziyaret ediyordun ölümünde benim bir parmağım olduğuna şüphesiz inanıyorsun. | Open Subtitles | كُنت مُعتاد علي زيارة (ديفيد كلارك) بالسجن وهذا يعني، أنك بلاشك تعتقد أني قد لعبت دور في نهايته. |
- Böbürlenmiştir hiç şüphesiz. | Open Subtitles | تفاخر، بلاشك هراء. |
Sırdaş olduklarına şüphe yok, sonra da hafızasını tazeledi ve bir binbaşının mirasına adaylığını koydu. | Open Subtitles | بلاشك بأنهم قاموا بتبادل الأسرار لذا، قام فقط بإدعائها وأقدم على الأمر من أجل الميراث الكبير |
Çocukların ve farelerin canını kurtardığına şüphe yok. | Open Subtitles | ينقذ حياة الأطفال والفئران بلاشك |
Çocukların ve farelerin canını kurtardığına şüphe yok. | Open Subtitles | ينقذ حياة الأطفال والفئران بلاشك |
Senna belli ki ayrıcalıklı bir aileden geliyor, buna hiç şüphe yok. | Open Subtitles | بلاشك, جاء (سينا) من خلفية منحته امتيازاً |