-Ama bir cinayet ihbarı aldık. | Open Subtitles | ولكن لدي بلاغ عن جريمة قتل هنا جريمة قتل هنا؟ |
Bence 50 kilometredeki tüm hastaneleri arayalım hatta polise kayıp ihbarı verelim. | Open Subtitles | أقترح الاتصال بمستشفيات الضواحي والشرطة ربما تنشر بلاغ عن شخص مفقود |
Pekâlâ, 1960. 9 Kasım'da bir silahlı gasp olayı rapor edilmiş. | Open Subtitles | حسنٌ، عام 1960، جاء بلاغ عن هجوم في التاسع من نوفمبر. |
Annen hiç kayıp ihbarında bulunmadı. | Open Subtitles | لكن أمك لم تقدم بلاغ عن شخص مفقود لم لا؟ |
Büyük bir yeri ihbar ettik, onlar da ödeştiler. | Open Subtitles | قدّمنا بلاغ عن مكان كبير والآن يردون بالمثل |
Başka kimse zarar görmediği için de, sadece kayıp şahıs raporu doldurduk. | Open Subtitles | منذ أن لم يحضر أحد، ذهبنا مباشرة وقدمنا بلاغ عن شخص مفقود |
Pekâlâ, dinleyin. Eski limanın orada bir kadın cesedi bulunduğu bildirildi. İntihar etmişe benziyor. | Open Subtitles | وردنا بلاغ عن العثور على جثّة امرأة في المرفأ القديم، تبدو حالة انتحار بالقفز |
Bu bir kayıp şahıs formu. Kayıt oldukça alışılmadık. | Open Subtitles | هذه استمارة بلاغ عن شخص مفقود والاسم غير مألوف تماما |
Nişanlısı o gün, kayıp ihbarı vermiş. | Open Subtitles | سجّلت خطيبته بلاغ عن شخص مفقود بعد ظهر ذلك اليوم. |
Bak, biliyorum şüpheli gözüküyor ama bir ceset ya da bir kayıp ihbarı olmadan üzerine gitmek için bir şey yapamam. | Open Subtitles | -اسمع، أعلم أنّ الأمر يبدو مشبوهاً ، لكن من دون جثّة أو بلاغ عن شخصٍ مفقود، فليس لديّ شيء لأمضي به. |
Sevgilini o kadar korkutmuşsun ki kayıp ihbarı vermiş. | Open Subtitles | أخفتي صديقك الحميم بما فيه الكفاية ليقوم بتقديم بلاغ عن اختفائك |
Bu sabah aldığımız dördüncü kayıp hayvan ihbarı. Garip. Garip. | Open Subtitles | وهو رابع بلاغ عن فقدان لهذا اليوم |
Taciz, polis ihbarı ya da terapi geçmişleri yok. | Open Subtitles | لم يكن هناك بلاغ عن سوء المعاملة |
üyeler öldürüldükten sonra hükümetin maden hakkında hiç rapor almadı mı ? | Open Subtitles | لكن هل ذلك النينجا يعرف أن الحكومة لم تستلم بلاغ عن المنجم، حتى بعد القتل؟ |
Dün akşam da gürültülü kavga ettikleri rapor edilmiş ve komşuları Siegel'ın 8:30'da oradan ayrıldığını söylüyorlar. | Open Subtitles | كان هناك بلاغ عن جدال صاخب الليلة الماضية، وقال الجيران أنّهم رأوه يُغادر منزلها بعد الـ 8: 30. |
Selam. Kayıp kişi ihbarında bulunmak istiyordum. | Open Subtitles | مرحباً، أودُّ أن أقدّم بلاغ عن شخص مختفي. |
Selam. Kayıp kişi ihbarında bulunmak istiyordum. | Open Subtitles | مرحباً، أودُّ أن أقدّم بلاغ عن شخص مختفي. |
Bir ihbar aldık, arabanın birinden bir çanta çalınmış. | Open Subtitles | لقد حصلت اليوم على بلاغ عن حقيبة سرقت من سيارة |
Kamu malına zarar raporu yazıyordum, 2-6-1'den telsiz gelinceye kadar. | Open Subtitles | تلقيت بلاغ عن عمليه تخريب وعندما جاء النداء الي اللاسلكي |
Asyalı bir kadının bulunduğu bildirildi. | Open Subtitles | بلاغ عن إمرأة أسيوية في عداد المفقودين.. |
Bu bir kayıp şahıs formu. Kayıt oldukça alışılmadık. | Open Subtitles | هذه استمارة بلاغ عن شخص مفقود والاسم غير مألوف تماما |
Minibüsün dün çalındığı bildirilmiş. | Open Subtitles | حسناً, إذن يوجد بلاغ عن سرقة السيارة البارحة |