"بلاكوي" - Translation from Arabic to Turkish

    • Blackway
        
    - Beni Blackway'den kurtarabilir mi? Open Subtitles ـ وهل يمكنه ان يجعل (بلاكوي) يتركني وشأني؟
    Şerif Windgate'e, Blackway'in seni rahatsız ettiğini söyledin mi? Open Subtitles هل أخبرتِ الشريف (وندغيت) عن مضايقة (بلاكوي) لكِ؟
    - Evet, neden de? Blackway... Blackway'i tek başına karşına almayı cidden düşünmüyor musun değil mi? Open Subtitles أنّك لا تفكر جديًا في مواجهة (بلاكوي) لوحدك؟
    Scotty sana yardım etmez, o da Blackway'dan herkes kadar korkuyor. Open Subtitles (سكوتي) لن يساعدكِ، لأنه يخشى (بلاكوي) مثل أيّ أحد آخر.
    Hala şans yıldızlarına dua ediyor. Blackway Şerif yardımcısı olmaktan sıkıldı. Open Subtitles لا يزال يشكر حظه لأن (بلاكوي) سئم من كونه المفوض.
    - Nate, Blackway'dan korkuyor gibi görünmüyordu. Open Subtitles ـ و(نيت) لم يبدو خائفًا من (بلاكوي). ـ لأنه لا يعرفه جيّداً.
    Blackway'in seni rahat bırakmasını nasıl sağlayacağız sence? Open Subtitles كيف تظنين سوف نجعل من (بلاكوي) أن يترككِ وشأنكِ؟
    Windgate seni bulması için buraya yollamış, senin Blackway ile geçmişte yaşanmışlığın olduğunu ve ona yardım edebileceğini söylemiş. Open Subtitles حسناً، (وندغيت) أرسلها لكي تجدك، قال أنه كان لديك تعامل مع (بلاكوي) في الماضي، وربما تكون قادرًا لمساعدتها.
    Biz de Blackway'e komisyonunu verdi ve gittik. Open Subtitles لذا، نمنح (بلاكوي) رسوم سمّساره وكل واحد يذهب في سبيله.
    - Blackway, ona pek dikkat etmiyordu. Open Subtitles (بلاكوي) لم يعيرها أيّ إنتباه. مرحبًا (فيتز).
    Blackway nerede, biliyor musunuz Bay Fitzgerald? Hayır. Open Subtitles ـ أنّك تعرف مكان (بلاكوي)، يا سيّد (فيتزجيرالد)؟
    Blackway orada değilse, nerededir bilmiyorum. Open Subtitles إذا لم يكن (بلاكوي) هناك، فلا أعرف مكانه.
    Neden? Blackway nerede olduğumu söylemeyin diye bir şey demedi. Open Subtitles (بلاكوي) حذر من عدم أخبار أيّ أحد عن مكانه.
    Blackway'i bulduğun zaman keşke bulmasaydım diyeceksin. Open Subtitles عندما تجد (بلاكوي)، سوف تتمنى أنّك لو لم تجده.
    Benim sana tavsiyem, tatlım Blackway için elinden geleni yapman. Open Subtitles أتعرفين، أن نصيحتي إليكِ يا عزيزتي، هو أن تفعلي أياً كان يمكنكِ لأجل (بلاكوي).
    Blackway'i arıyorum. Nerede bulabilirim onu? Open Subtitles أنّي أبحث عن (بلاكوي)، هل يمكنني إيجاده؟
    - Yani? - Yani bilmem gereken son şey Blackway'in nerede olduğu. Open Subtitles لذا، أن آخر شيء عليّ معرفته هو مكان (بلاكوي).
    IRS'iz biz. Blackway'in bu günlerde nerede takıldığını öğrenmek istiyoruz. Open Subtitles أننا نود معرفة أين يتسكع (بلاكوي) هذه الأيام.
    Blackway nerede? Open Subtitles ـ أين (بلاكوي)؟ أخبرني ـ أنّك أطلقت النار على قدمي!
    Blackway kasaba ormanında. Kocaayak'ı da bulabiliriz orada. Open Subtitles (بلاكوي) في غابة البلدة، وثمة فرصة أن نجد (بيغفوت) هناك.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more