"بلحظة" - Translation from Arabic to Turkish

    • an
        
    • dakika
        
    • saniye
        
    • anı
        
    • anda
        
    • Biraz
        
    • Vaktin
        
    • dakikan
        
    • dakikanızı
        
    • anını
        
    • anıma
        
    • konuşabilir
        
    • saniyen
        
    • anlığına
        
    • Kısa sürecek
        
    Tahtı benden almanın korkusu içinde yaşadım an be an. Open Subtitles لحظة بلحظة عشت في خوف من أن تأخذ العرش مني.
    Bilirsin, her insan kendisini uçurumun kıyısına götüren bir an yaşayabilir. Open Subtitles حسنا انت تعلمين أن أي شخص قد يمر بلحظة تدفعه للهاوية
    Bir dakika önce şakalar komiklikler, herkes mutlu ama sonra "Hey Schmucko, neden gidip Bill'i öldürmüyorsun?" Open Subtitles كما تعلم ، بلحظة المرح بكل مكان وألعاب والجميع سعيد وبعدها،شماكوا، لماذا لاتذهب وتقتل بيل ؟
    Yanlış görmüş de olabilirim. Yani bir kaç saniye gördüm, çok karanlıktı. Open Subtitles من الممكن أن أكون مخطئاً حدث ذلك بلحظة وكان المكان معتماً
    Öyle korkuyorum ki tek bir anı bile bana ait olmayan hayatım... beni tüketecek ve yakında sona erecek. Open Subtitles أنا خائفة جداً من حياتي التي أعيشها وقريباً ستنتهي ولم أحظ خلالها بلحظة واحدة خاصة بي
    Şimdi, onun şu anda yaptığı şey ise şu: kendini giderek daha fazla soyutlaştırdıkça, öğrenme yolu da her an daha çok ayrıklaşıyor. TED الآن, ما يحدث لها الآن أن طريق تعلمها ينحرف لحظة بلحظة كلما انعزلت بنفسها أكثر وأكثر.
    Sonunda kendime gözlem yapmak için Biraz zaman ayırdım: Mesela, nasıl hissediyordum? TED وفي النهاية، سمحت لنفسي بلحظة للتأمل، مثلا، كيف شعرت؟
    Artı, Charles ve Gina'nın ebeveyn düğününde garip romantik bir an yaşadık. Open Subtitles وايضا حضينا بلحظة برومانسية غريبة في زواج اب تشارلز من والدة جينا
    Sonuç olarak her karınca an be an, hareket edip etmeyeceğine... ...karar veriyor gibi görünüyor. TED وأخيرا، يبدو بأن كل نملة تمتلك حق القرار لحظة بلحظة سواء كانت نشطة أم لا.
    Çocukların neyle etkileştiklerini an be an görebiliyoruz. TED نستطيع أن نرى لحظة بلحظة ما الذي يجذب الأطفال.
    Bu onların gerçek yaşamlarında an be an oluyor ve onların zihinleri ve beyinleri, normal gelişimli akranlarında olandan farklı bir şeyde uzmanlaşıyor. TED إنه يحدث لحظة بلحظة في حياتهم الحقيقية, ويتم تكوين عقولهم, وتخصيص أدمغتهم بطريقة مختلفة عن زملائهم الطبيعيين.
    fakat seyirci olmak yerine sahnedeyim ve senaryo, dakika dakika gelişmelerle yazılmaktaydı. Open Subtitles وبدلا من اكون مع الجمهور كنت على الخشبة والسينارو كان يدون لحظة بلحظة
    Sayın hâkim, müvekkilime danışmak için bir dakika izninizi alabilir miyim? Open Subtitles إحترامي سيّدي, هل لي بلحظة لأتشاور مع موكّلتي ؟
    Bir dakika önce sosisçi bayan normaldi. Sonra bir anda sana saldırmaya başladı. Open Subtitles دقيقة واحدة , سيدة النقانق بلحظة هي طبيعية وبعدها تهاجمك
    Sayın Yargıç, bir saniye. İş arkadaşımla bir saniye konuşabilir miyiz? Open Subtitles سيادتك، أنا آسفة، هل لي بلحظة مع موكلي ؟
    Bu mutluluk anını panik anı takip etti. Open Subtitles كانت لحظة فرح متبوعة بالتأكيد بلحظة فزع مطلق
    Bugün karşınızda, hayatını burada ve şu anda dolu dolu yaşayan bir adam olarak duruyorum. TED أقف أمامكم اليوم كرجل يعيش حياته على أكمل وجه لحظة بلحظة.
    Bayanlar ve baylar, izninizle Biraz vaktinizi alacağız Size şu "sihir" denilen şeyden bahsedeceğiz. Open Subtitles سيداتي وسادتي, أسمحوا لنا بلحظة لنتكلم عن شيء بسيط يطيب لنا أن نشير أليه على أنه السحر
    Baba, demek istediği artık tepedeki Vaktin doldu ve artık nezaketle aşağı inmen gerekiyor. Open Subtitles إنها تعني أنك حظيت بلحظة شهرة والآن حان الوقت لتتنحى بطريقة كريمة
    İki dakikan var mı? Open Subtitles أتسمح بلحظة من وقتك؟
    Sayın yargıç, ben buradaki belgelerimi toparlarken birkaç dakikanızı rica ediyorum. Open Subtitles حضرتك ارجو ان تسمحي لي بلحظة حيث احاول التنظييم
    diye düşündüm. Birikintiye girdim, ve -- ffftt! -- ve tüm su arabanın altındaydı ve de aniden evet! anını yaşadım. TED وارتطمتُ ببركة المياه، وكانت المياه تحت سيارتي، وشعرتُ فورًا بلحظة استغراب.
    Ve geçen gün hakkında, söylemek isterim ki... Kötü bir anıma denk geldi, ve sinirimi sizden çıkarttım, ve gerçekten çok üzgünüm. Open Subtitles وكنت أود القول بشأن ذلك اليوم كنت أمر بلحظة صعبة وقد انفجرت فيك
    -Sayın yargıç, müvekkilimle Biraz konuşabilir miyim? Open Subtitles حضرة القاضي هل تسمح لي بلحظة للحديث مع موكلي؟
    Bir saniyen var mı? Open Subtitles أتسمح بلحظة من وقتك؟
    Bir anlığına nefsime yenik düştüm. Yaptığımın yanlış olduğunu biliyorum. Open Subtitles حظيت بلحظة ضعف لكني أعلم أن هذا خطأ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more