| - Hey, dostum dur bir dakika, bekle. - Sana söyledim, hırsız değilim. | Open Subtitles | أنت , أنت , انتظر لقد أخبرتك يا رجل , انى لست بلص |
| Benim babam hırsız değil. Mustang'ı benim yüzümden getirmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | والدي ليس بلص الفرس البري كَانتَ غلطتي |
| Ben hırsız değilim. Öyle görünüyor olabilirim. | Open Subtitles | انا لست بلص و لكنى فقط اشبه لصا |
| Eğer onunla konuşabilseydin yüzüğü iade edecekti, çünkü sana göre o bir hırsız değil. | Open Subtitles | لو أنك فقط تستطيع التحدث إليه... ليرجع الخاتم، لأنه ليـ... كما تقول، ليس بلص |
| Sıradan bir hırsız değil, | Open Subtitles | ليس بلص عادي كالرجل الذي |
| Sen bir yazarsın, hırsız değil. | Open Subtitles | أنت مؤلف، لست بلص |
| Pandit bey, o hırsız değil. | Open Subtitles | يا عمي، إنه ليس بلص |
| Sana hırsız diyoruz bayım çünkü bizden çalıyordun. | Open Subtitles | أنا دعوتك بلص لأنك سرقت منا |
| Ben de. Ama sen hırsız değilsin. | Open Subtitles | -أعلم ذلك ، ولكنك لست بلص |
| O hırsız değil. | Open Subtitles | إنه ليس بلص |
| hırsız yakalattık resmen. | Open Subtitles | لقد أمسكنا بلص |
| hırsız yakalattık resmen. | Open Subtitles | لقد أمسكنا بلص |
| hırsız falan değilim ben. | Open Subtitles | أنا لست بلص |
| Rene hırsız değil. | Open Subtitles | ريني" ليس بلص |