Bu hareketsiz yırtıcı hayvan, çok fazla yakınına gelecek kadar dikkatsiz olan avlarının hareketlerini fark eden yüzlerce hassas antenle kaplı. | Open Subtitles | جسمه مغطى بمئات الهوائيات الحساسة التي تستكشف أي حركة لأي فريسة, قد تكون مهمله بما فيه الكفاية لتمر على مسافة قريبه |
Geriye kıvrık yüzlerce dişle yılanı ganimetinden vazgeçirmenin hiçbir yolu yok. | Open Subtitles | بمئات الأسنان المعقوقة للخلف فلا مجال أن تتخلّى الأفعى عن غنيمتها |
Bu alan yüzlerce mil boyunca okaliptüs ve ormanla kaplıydı. | Open Subtitles | يمكن ان هذه المساحة كانت مغطاة بمئات ومئات من الأميال |
Farkına bile varamadan bize yüz binlerce dolarlık telif ücreti borçlandı. | Open Subtitles | وقبل ان نعلم ذلك, هو يدين لنا بمئات الالاف من الدولارات. |
Ve bir kullanıcıyı kontrol altında tutmak bir kuruşa bile mal olsa, bir servise yüz milyon kullanıcı yüklenecektir. | TED | وإن كانت تكلف حتى مليما لمراقبة مستخدم، فإن ذلك سوف يسحق خدمة بمئات الملايين من المستخدمين. |
bir milyon kat daha hızlı katlayabiliriz, yüzlerce ve yüzlerce çeşitte katlayabiliriz. | TED | ويمكن أن نطوي أسرع بمليون مرة، يمكن أن نطوي بمئات ومئات الطرق المختلفة. |
Bir ormanda, ana ağaç yüzlerce ağaçla bağlantı kurmuş olabilir. | TED | في الغابة الواحدة، يمكنُ للشجرة الأم أن تتصل بمئات من الأشجار الأخرى. |
Bu kuşların çoğu, emül ve devekuşları gibi, yüzlerce kilo ağırlığından daha fazlasını kanatlarıyla kaldırabilir. | TED | معظم هذه الطيور، كالإيمو والنعام، تضخمت بالحجم، ليصبح وزنها بمئات الباوندات التي لا يمكن للأجنحة أن ترفعها. |
Köy boyunca yürüdüğümde kapı ve perdelerin ardından kepenklerin arasından yüzlerce gözün bana baktığını hissedebiliyordum. | TED | وأثناء المشي في القرية، أحسست بمئات العيون ترصدني من خلف الأبواب والستائر، من خلف المصاريع. |
Eğer kendinizi yüzlerce kaynağı olan bir tür şehir gibi düşünüyorsanız o halde, mesela korktuğunuzda, uzun vadeli hedeflerinizi iptal edebilirsiniz, ama daha derin düşünebilir ve tamamen o belirli hedefi nasıl başaracağınıza odaklanabilirsiniz. | TED | ولذا إذا كنت تعتقد بنفسك كنوع من المدينة بمئات الموارد، ثم، مع أنك خائف، مثلا، ربما تقوم برمي أهدافك طويلة المدى، لكن ربما تفكر بعمق وتركز بالضبط على كيف يمكنك إنجاز ذلك الهدف المحدد. |
Bunlar, yüzlerce çocuk ve torun ile birlikte en eski ağaçlardır. | TED | هؤلاء هم أكبر الأشجار سنا بمئات الأبناء وآلاف الأحفاد. |
yüzlerce nekropsi yaptık ve üçte birinden fazlasının midesi plastik parçalar ile kirlenmişti. | TED | قمنا بمئات التشاريح أكثر من الثلث كان بداخل بطونهم بلاستيك ملوث |
Bu sebepten yüzlerce insanla çevrili olabilirsiniz, biriyle iletişime geçersiniz sonra bir başkasıyla ama yine de kendinizi yalnız hissedersiniz. | TED | وهذا هو سبب أنك قد تكون مُحاطًا بمئات الأشخاص، وتتحدث مع واحدٍ تلو الآخر، ومع ذلك يستمر شعورك بالوحدة. |
Benim yedi tane Katolik kardeşim var, yüzlerce çocuğa bakabilirim. | Open Subtitles | أنا عندي سبع إخوات متدينين و قد إعتنيت بمئات الأطفال من قبل |
70 gün boyunca kralın cesedini tuzlar ve merhemlerle kurutmaya ve korumaya çalıştılar ardından onu koruyucu mücevherler, tılsımlar ve muskalarla dolu yüzlerce metre uzunluğundaki keten kumaşa sardılar. | Open Subtitles | قاموا بتجفيف جسده الملكي ،لمدة سبعين يوماً باستخدام الأملاح والزيوت المقدسة ثم قاموا بلف جسده بمئات الأمتار من الكتان |
Ve bu, bir I.P. adresiyle bağlı veri stoğunda yüz misli artış anlamına geliyor. | TED | وما يعني ذلك ضمنيا هو تضاعف بمئات المرات في المخزون من المعلومات التي يتم توصيلها عبر العنوان التعريفي. |
Samanyolu'ndaki milyarlarca yıldızın aksine bazılarının sadece birkaç yüz yıldızı var. | TED | يحتوي بعضها على مئات النجوم فقط، مقارنة بمئات المليارات من النجوم في درب التبانة خاصتنا. |
Başarılı saldırılarda ancak birkaç yüz metre ele geçirilebiliyor.. | Open Subtitles | كانت الهجمات الناجحة تقاس بمئات الياردات |
Yanımda asker arkadaşlar olsun da, isterse yüz kere cenk edeyim. | Open Subtitles | أفضل القيام بمئات الهجمات طالما كنت على الجبهة |
Bu kümes teli şeklindeki karbon, yani karbon nanotüp, saç telinizin onda birinin genişliğinden yüzbinlerce kez daha küçük. | TED | لكن كربون السياج المتشابك هذا، المسمى أنابيب نانوية كربونية، هي أصغر بمئات ألوف المرات من عرض إحدى شعيراتكم. |
Saatte yüzlerce kilometre hızla, kocaman bir tür kaynar gaz sütunları tarafından yukarı taşınır ve yalnızca 10 günde Güneş'in yüzeyinde belirir. | Open Subtitles | إنه يُحمَل بنوع من الغليان مخترقاً لأعمدة الغاز الكثيفة بمئات الأميال فى الساعة مستغرقاً عشرة أيام للخروج إلى السطح |