Paranoyak teorine dayanarak bir kadını kocasını öldürmeye çalışmakla suçlamayacağım. | Open Subtitles | لن أتهم امرأة بمحاولة قتل زوجها بناءً على نظرية مهووسة |
Benle dalga geçti, sürekli kaçmaya çalıştı | Open Subtitles | . لقد إستمرت بالسخرية مني و إستمرت بمحاولة الهروب |
Dünyayı daha küçük bir yer haline getirmeye çalışırken daha fazlası da gelecek. | TED | وسنضيف المزيد مع تفكيرنا بمحاولة جعل العالم مكانًا أصغر. |
Bu, araba farının önünden geçen meyve sineğini görmeye çalışmak gibidir. | TED | ونستطيع مقارنة هذا بمحاولة رؤية حشرة لحظة مرورها أمام ضوء سيارة، |
Kıskançlık genelde kendini başkalarının sahip olduklarını yoketmeye çalışarak gösterir. | Open Subtitles | الغيرة تعبّر عن نفسها غالباً بمحاولة تدمير ما لدى الٓاخرين |
Annemin imzası üzerinde çalışmaya başladım, çünkü babamınki taklit edilemeyecek kadar imkansızdır. | TED | وبدأت بمحاولة تزوير توقيع والدتي لان توقيع والدي كان من الاستحالة بمكان أن استطيع تزويره |
Muhtemelen uyuşturucu bağımlısıydı ve onu tekrar koltuna koydu beni arabayı başkasının kullandına dair kandırmaya çalışıyor. | Open Subtitles | من المحتمل أنه خاف ووضعه بالمقعد الخلفى بمحاولة جعلى أفكر بوجود أحد آخر يقود |
Beni dinleyecek insanları bulmaya çalışacağım. | Open Subtitles | إستمري بمحاولة إيجاد الأشخاص الذين سيصغون لك. |
Bayan Quested, Dr. Aziz'i tecavüze teşebbüsle mi suçluyor? | Open Subtitles | الآنسة كويستد تتهم الدكتور عزيز بمحاولة إغتصابها؟ |
Ben de tam senin ezikçe bir kurtarma girişiminde bulunmanı umuyordum. | Open Subtitles | أنا كنت آمل أنك ستقوم بمحاولة غبية لإنقاذي |
Onun kalbini annesini eski karısını öldürmeye çalışmakla suçlayarak mı geri kazanacaksın? | Open Subtitles | هل هكذا ستستعيدين حبّه مجدداً باتهام والدته بمحاولة قتل زوجته السابقة ؟ |
Belki insanların dinlerini değiştirmeye çalışmakla onları sıkıyoruz. | Open Subtitles | اننا ربما نزعج الناس بمحاولة جعلهم يغيروا دينهم |
Onu açığa çıkarmaya çalıştığımda, beni Crate'e göndermeye çalıştı. | Open Subtitles | وعندما هددته بكشف هذا قام بمحاولة توريطي لاذهب الى السجن |
arkamdan iş çevirerek kabile konseyine rüşvet vermeye çalıştı, bu nedenle evlat edinme başarısız oldu. | Open Subtitles | بمحاولة رشوة المجلس القبلي ولهذا فقد فشلت عملية التبني |
Ne çalışırken bir tehdidi ortadan kaldırmak, varsa, aslında bir canavar yaratıyor? | Open Subtitles | ماذا لو ، بمحاولة اسئصال التهديد نحن نخلق وحشاً ؟ |
Tatil paramızı ikiye katlamaya çalışmak için aptal bir komplo yapmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أنك لن تقوم بمحاولة مضاعفة رخوياتنا من خلال مخطط طائش. |
Yüzlerce alim yasaklı kitapları korumaya çalışarak cesurca direndi. | Open Subtitles | مئات من الباحثين قاوموا بشجاعة بمحاولة حفظ الكتب المحرمة |
Ve böylece her sabah gazetemi okumaya başlamadan önce bir 15 20 dakika kadar bir şeyleri hatırlamaya çalışmaya başladım. | TED | وبدأت بمحاولة تخصيص 15 أو 20 دقيقة كل صباح قبل أن أجلس في مكتبي في صحيفة النيويورك تايمز محاولاً تذكر شيء فقط |
Sağ yarıküre de telafi etmeye çalışıyor. Buna ayrılmış beyin olgusuna bağlı çapraz kesişme diyoruz. | Open Subtitles | فيقوم النصف الأيمن بمحاولة اصلاح هذا الخلل فيحدث ما نسميه التداخل |
Şimdi de, bu şeyi ters çevirmeye çalışacağım ki oldukça cesaret isteyen bir iş. | Open Subtitles | سأقوم بمحاولة قلب هذا الآن والذي بالأحرى يُعتبر شيئاً مِن الجرأة فعله. |
Sessiz olun! Müvekkilimi tecavüzün dışında bir de cinayete teşebbüsle mi suçluyorsunuz? Bir dakika, bahsettiği bu hanım kim? | Open Subtitles | هل تتهم موكلي بمحاولة القتل والاغتصاب؟ الآن من هذه السيّدة التي يتحدّث عنها؟ |
Bir öğrenciyi topla fırlatma girişiminde bulunma kararından pişmanlık duyuyor musun? | Open Subtitles | هل تندمين على خياركِ بمحاولة إطلاق طالبة من مدفع ؟ |
Sihirbazlar ateş ve çelikle oynar, testerenin öfkesine meydan okurlar, mermi yakalamaya cesaret ederler veya ölüm tehlikesi olan bir firara teşebbüs ederler. | TED | يلعب السحرة بالحديد و النار، متحدين ضراوة المنشار لهم الجرأة لمسك رصاصة أو القيام بمحاولة هروب مميتة. |
Dün, üs güvenliğini kırarak ana bilgisayara girmeye çalıştın. | Open Subtitles | بالأمس انتهكت أمن القاعدة بمحاولة الوصول الى واحدة من الحاسبات الكبرى |
Beş yıldır gazetede çalışıyorum. | Open Subtitles | ولا يزال يدعي المشاركة بمحاولة الأغتيال أنا أعمل في القسم الدولي من خمس سنوات |
"Bir sivile yasadışı madde kullandırmaya teşebbüsten... brüt suistimal. " | Open Subtitles | سوء سلوك جسيم يتعلق بمحاولة إعطاء ماده ممنوعه إلى مدنياً |
Sizi tekrar on mode geçirmeye ya da en azından böceklerinizi kurtarmaya çalıştım, ancak görünüyor ki dördünüz de kurtarılamayacak kadar yozsunuz. | Open Subtitles | حاولت أن أجعلك فى وضع التشغيل أو على الأقل إنقاذ خُنفستك. و لكن من الواضح أن أربعتكم فسدوا بمحاولة الوصول إلى الخلاص. |