Bir senedir ortada yoksun. Döner dönmez de sorun yarattın. | Open Subtitles | لقد إختفيت لمدّة سنة و تسببت بمشكلة كبيره عندما عدت |
Yani erkeklik kanununa göre adamın teki karısını aldatıp yalan söylese sorun değil. | Open Subtitles | فى قانون الرجال , الرجل يخون زوجتة و يكذب , ليست بمشكلة ؟ |
Hisseleri çekersen bana 1.5 milyar dolarlık bir sorun çıkartacaksın. | Open Subtitles | إذا سحبت الأسهم، ستتسبب لي بمشكلة قدرها 1,5 مليار دولار |
Bir saniye için başımın belada olduğunu zannettim. Sadece... | Open Subtitles | .. للحظة ظننت أنني بمشكلة عظيمة ، إنها فقط |
Yani, polisler 30 saniye içinde başımızın dertte olduğunu anlayacak. | Open Subtitles | الآن,وبهذا ستلعم الشرطة اننا بمشكلة وذلك فى غضون 30 ثانية |
Evet, bir süre önce oyun parkında Dick Grayson'ı kamçılayarak başını belaya bulaştırmıştı. | Open Subtitles | أجل، هذا الشاب وقع بمشكلة قبل فترة لقيامه بالتلويح بقضيبة في ملعب للأطفال |
Eğer siz de sizi içine çeken bir problem ile karşılaşırsanız, bırakın sizi geceleri uykusuz bıraksın. | TED | إذاً, اذا مررت بمشكلة تقلقك دعها تبقيك مستيقظاً في الليل |
Eğer hiç bir sorun görmüyorsanız, bu yararsız konuşmayı sürdürmesem iyi olur. | TED | إن لم تشعروا بمشكلة فأجدى بي أن أغادر على أن أتكلم بلا جدوى |
Yine yırtılırsa sorun olacak. Ne yapacağım? | Open Subtitles | ساكون بمشكلة لو تمزّق هذا مجدداً، ماذا سأفعل؟ |
Artık insanlar için kapalı yerlerde terlemek sorun olmaktan çıktı. | Open Subtitles | كيف أن المحظوظين لم يعودوا يهتموا بمشكلة التعرق فى الأماكن المغلقة |
Kemikler sorun değil. En zor olan şey kalbi yakmak. | Open Subtitles | العظام ليست بمشكلة أصعب شيء للحرق هو القلب |
Elimde çok önemli bir sorun var ve ben bu sorunu süratli ve temiz bir şekilde çözmek niyetindeyim. | Open Subtitles | لقد ووجهت بمشكلة وانوى حلها بسرعة وبدون شوشرة. ـ أنت مجنون. |
Ama burada, büyüme teorileri sorun yaşıyor. | Open Subtitles | لكن بالخارج هنا تمرّ نظرية النمومن بمشكلة |
Belli ki, hayatında bir şeyler oluyor. Başın belada mı bilmiyorum. | Open Subtitles | بوضوح , هناك شيء ما في حياتكِ أنا لا أعلم هل أنتِ تمرين بمشكلة ؟ |
Tamam, Başımın belada olduğunu biliyorum Sadece bir saniye. | Open Subtitles | حسناً، أعرف أنني بمشكلة. ولكن أنتظروا لحظة واحدة. |
Meraklanma. Başın dertte değil. Bahar balosuna şaperonlar arıyorlarmış. | Open Subtitles | لا تقلق ،لم تتورط بمشكلة يبحثون عن أشابين لحفلة الربيع |
13 yaşımdayken okulda başım belaya girdi. | Open Subtitles | أتدرى،عندما كنت فى الثالثة عشر وقعت بمشكلة فى المدرسة |
Bu amino asit dizilimleri ve proteinlerin yapı ve işlevleri arasındaki aktarım, protein katlanma problem olarak bilinir. | TED | إن التحوّل بين نطاقات الحامض الأميني هذه وبين بنيوياتها، وبين مهام البروتينات تُعرف بمشكلة التئام البروتين. |
önemli değil, Pete. Burada bırak. | Open Subtitles | ليست بمشكلة يا بيت بامكانك تركها هنا فوق |
Bu benim doğruluğuna dair hiçbir kanıt görmediğim ama insanların doğruluğundan emin olduğu bir neden. "Yerliler evlerinin sorunu, bu tahribat" diye çekiliveriyorlar. | TED | التي لم أرى أي دليل له, هذا ما تم اشاعته دائماً بما يتعلق بمشكلة البيوت المحلية حسناً, تسعة بالمئة مما أنفقنا هو تلف, |
Bu sorunun cevabı, son keşif uydusunun venüse fırlatılması nedeniyle, yine uzay konusunda odaklanıyor. | Open Subtitles | بمشكلة أرضية تماما؟ إجابة السؤال قد يكون لها علاقة ..بالقمر الصناعي الذي تحطم |
Pro Hong'la buluşacak. Kendi sorununu kendin hallet sen, Me Ah Ri'yle. | Open Subtitles | تاي سان يقابل برو هونغ، فلتهتم بمشكلة ماري بمفردك. |
Umarım orada bir sorunla karşılaşmam çünkü bugünlerde silah taşımıyorum. | Open Subtitles | ، آمل بأن هذا لن يسبب لي بمشكلة . لأني لا أحمل سلاحاً هذه الأيام |
En başarılı şehirler, tek bir tane değil bir sürü problemi çözecek konulara yatrım yapanlar. | TED | معظم المدن الناجحة هي التي تستثمر في حلول لا تهتم بمشكلة واحدة فقط، ولكن تحل مشكلات متعددة. |
Belki bunu tubacının akciğer sorunuyla ilişkilendirebiliriz ve sonra bir şekilde bu ikisini de inşaat işçisinin karaciğeriyle ilişkilendirebiliriz ve zorlamayla Frank'in pankreas yetmezliğiyle de ilişkilendirebiliriz ama hiçbir şey aynı anda kalp ve beyin problemi yaratmaz. | Open Subtitles | ولربما أمكننا ربط ذلك بمشكلة العازف الرئوية وربما بطريقةٍ ما نربط كلا المشكلتين بكبد عامل البناء |
Ki bu durum gördüğüm kadarıyla onu büyük bir problemle baş başa bıraktı. | Open Subtitles | مما يتركه بمشكلة كبيرة جداً كما أرى الأمر |
Pekala, Sheldon, sen ve benim bir sorunumuz var. | Open Subtitles | حسنا، أنا و أنت يا شيلدن على وشك الوقوع بمشكلة |
- Başı dertteydi. | Open Subtitles | -إنه كان بمشكلة . |