..ne de olsa, altın arabası hakkında bilgiyi veren oydu. O mu? | Open Subtitles | فبرغم كل شيء فهو الشخص الذي أخبرنا بمعلومة شحنة الذهب |
Bu bilgiyi sana yük edemem. Çok fazla peşine düşen olacaktır. | Open Subtitles | لن أُثقل عليكِ بمعلومة يريدها الكثيرين |
Önceki gece, Tobias ve Lindsay ayrı odalarda yatmaya karar verdiler ve Tobias şaşırtıcı bir bilgiyi ağzından kaçırdı. | Open Subtitles | في الليلة السابقة, اتفق كل من (توبايس) و لينزي), على أن يبيتا في غرف منفصلة قام (توبايس), بالتفوه بمعلومة خطيرة جداً |
Her neyse, bu sabah arayıp büyük bir tüyo verdi. Çok gizli! | Open Subtitles | المهم، اتصلت بي صباح اليوم وأخبرتني بمعلومة هامة، سرية للغاية. |
Bana bilmediğim bir şey söyle. | Open Subtitles | اخبرني بمعلومة جديدة. |
Açılın. Her şey yolunda. Sinclair'in A.K. ve Eve hakkındaki bilgiyi nerden aldığını düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | إسترخي ، كل شيء بخير كيف تعتقدين أن (سنكلير) علمت بمعلومة أن (آناليس) و(إيف) على معرفة مسبقة ؟ |
Böyle bir bilgiyi ne yapacaksın? Ne yapacağımı sanıyorsun? | Open Subtitles | - ماذا تفعل بمعلومة كهذه ؟ |
Bir sorun çıkartmak istemiyorum ama sana bir tüyo vereceğim. | Open Subtitles | و تعرف أنني لا أحب أن أسبب أي مشاكل أو أي شيء من هذا القبيل لذا أريد أن أعلمك بمعلومة سرية |
- Florida maçına bir tüyo da seni ilgilendirmiyordur. | Open Subtitles | أظن أنك لست مهتماً بمعلومة بشأن مباراة "آلاباما" و "فلوريدا" |
- Bana bilmediğim bir şey söyle. | Open Subtitles | -اخبرني بمعلومة جديدة . |