Uyuduğu ve sıçtığı zamanlar dışında hiç yalnız olmuyor. | Open Subtitles | باستثناء وقت نومهِ أو قضاء حاجتهِ، فإنهُ لا يكونُ بمفردهِ أبدًا. |
yalnız hissetmesin kendini. | Open Subtitles | وتأكد بأن تشعرهُ أنَّهُ ليسَ بمفردهِ |
Karanlık, yalnız. Niçin bekliyoruz? | Open Subtitles | الجو مُظلم وهو بمفردهِ ما الذي ننتظره؟ |
Savcı tek başına yaşıyormuş. Karısı üç yıl önce ölmüş. | Open Subtitles | القاضي يعيشُ بمفردهِ لقد توفيت زوجتهُ منذُ ثلاثةِ أعوامً مضت |
tek başına bir çocuk büyütmek korkutucudur. | Open Subtitles | إن تربيةَ الإنسانِ طفلةً بمفردهِ أمرٌ مخيف |
Romanyalı bir katilin bunu tek başına yapmasına imkân yok. | Open Subtitles | حسناً ،، مستحيلٌ أن لصاً رومانياً فعلَ هذا بمفردهِ |
yalnız olmayabilir. | Open Subtitles | ربما هو ليسَ بمفردهِ |
Harvey şu anda yalnız kalmalı Louis. | Open Subtitles | (هارفي)يحتاجُ بأن يكونَ بمفردهِ الآن يا(لويس). |
Arkadaşını neden tek başına evde bırakrınız? | Open Subtitles | لم تركتهِ بمفردهِ بالمنزلِ ؟ |
Taşocağına gönderin onu. tek başına. | Open Subtitles | أرسلوهُ لـلمحجرة بمفردهِ |
tek başına çok fazla vakit geçirmiş. | Open Subtitles | ! يقضي وقتاً كبيراً بمفردهِ |