John ve Barry'nin Whole Foods kafede sarıldığını göremezsiniz. | TED | لن تشاهدوا أبدا جون وباري يشربون القهوة مع بعض بمقهى هول فوودز. |
Suç hayatına atılmadan önce 1 931 'de bir kafede çalıştı. | Open Subtitles | ثم انتقلت للعيش فى دالاس الغربية عام 1931 عملت بمقهى قبل أن تبدأ حياة الإجرام |
Şu Nevski Cafe'deki ünlü kadın. | Open Subtitles | اين تلك الامرأه المشهور جدا بمقهى نيفيسكي؟ |
Nevski Cafe'de elçiler sohbete başladı. | Open Subtitles | اقتربي من مفوض جوسون الذي يتواجد بمقهى نيفسكي |
İnternet Kafe değil, oyun kulübü. | Open Subtitles | كلا, إنه ليس بمقهى إنترنت. بل نادي مقامرة. |
Aroma Café'de yanıma gelip benimle ileri geri konuştu. Beni Beth sandı. | Open Subtitles | لقد خاطبتني للتو بمقهى (أروما) ظناً منها بأنني (بيث) |
Uyudum, spora gittim, Batı Yakası'nda bir cafede yemek yedim. | Open Subtitles | نِمتُ، وذهبتُ إلى صالة الألعاب الرياضيّة، وتناولتُ طعام الغداء بمقهى في الجانب الغربي |
Bir saniye bekleyin. Adamla kahve dükkanında beş dakika görüştünüz. | Open Subtitles | تمهلا للحظة، لقد قابلتما الرجل لـ5 دقائق بمقهى |
Geçen hafta kafede tanıştığım yeni bir gitaristi çektim. | Open Subtitles | لقد صوّرت عازف جيتار جديد قابلته بمقهى الأسبوع المنصرم |
Merkezdeki kafede 5 dakikalığına buluştum. | Open Subtitles | إلتقيت به بمقهى في وسط المدينة لمدة 5 دقائق |
"Candace, Chicago'da bir kafede ve dışarıda yağmur yağıyor" gibi. | Open Subtitles | -مثل: "(كانديس) بمقهى في (شيكاغو). والجو ممطر " -يا للازعاج |
Mali bilgilerine göre, duruşmadan hemen önce bi kafede kahvaltı yapmış, yani belki ordan birisi bize neden bu kadar üzgün olduğunu söyleyebilir. | Open Subtitles | حسناً، وفقاً لبياناتها الماليّة، فقد دفعت ثمن وجبة الإفطار بمقهى قبل المحكمة، لذا ربّما يُوجد شخص هناك يعرف ما جعلها مُتضايقة. |
Bir kafede oturmuş şiir diliyorum. | Open Subtitles | أنا بمقهى واستمع للشعر |
Onları 3 hafta önce Cafe M'de gördüğümden beri. | Open Subtitles | قبل حوالي ثلاث أسابيع عندما رأيتهم بمقهى "إم" |
Kardeşin Hilltop Cafe'de takılır mıydı? | Open Subtitles | هل تقضي أختك وقتها أحياناً بمقهى (هيلتوب)؟ |
Kardeşin Hilltop Cafe'de takılır mıydı? | Open Subtitles | هل تقضي أختك وقتها أحياناً بمقهى (هيلتوب)؟ |
Bugün saat 1'de State House Cafe'de şu yemek işini halledebilir miyiz diye soracaktım. Tabii. | Open Subtitles | كنتُ أتساءل لو بمقدورنا تناول وجبة الغداء تلك اليوم الساعة الواحدة بمقهى (ستيت هاوس). |
Bir dondurucuda olabilirsin dostum, ama o dondurucu Kafe Volga'da değil. - Ne? | Open Subtitles | قد تكون بدّاخل مجمّدة" "ولكن ليس بمقهى "فولجا". |
Peki, seni önce Kafe Volga'da aramaya başlamış, fakat şu anda nerede olduğumuzu bilmiyormuş. | Open Subtitles | حسنٌ، بدأ بالبحث عني بمقهى "فولجا"، لكنّه لا يدري أينّ نحن الآن. |
Lex'in gitmesiyle birlikte, Talon, LuthorCorp muhasebesine dahil oldu... ..Ki, Smallville'de bir Kafe ile ilgilenmiyorlar. | Open Subtitles | لا يمكنني هذا مع رحيل (ليكس) تم تسليم "تالون" إلى محاسبي مؤسسة "لوثر كورب" وهم غير مهتمين بمقهى في "سمولفيل" |
Sakin ol. Café Spoleto'ya rezervasyon yaptırdım. | Open Subtitles | اهدأي، حجزت لنا بمقهى (سبوليتو) |
Habere göre, nadir gerçekleşen bir kahramanlık öyküsüyle karşı karşıyayız. Yerel kahve dükkanında gerçekleşen silahlı soygunu iterek engelleyen bir adamdan bahsediyoruz. | Open Subtitles | "في تقارير حول بطولة حقيقيّة نادرة الحدوث، حيث أحبط رجل عملية سطو مسلح بمقهى محلي" |
Selby, teslimat için gittiği bir gün, oradaki kahve dükkânında tanışmışlardı. | Open Subtitles | سيلبي" هناك بمقهى حين كان يقوم بتسليم البضائع |