"بمكان لا" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir yerde
        
    • bir yere
        
    Çünkü hiçbir çıkış yolun olmadığını düşündüğün bir yerde kapalı kalmak nasıldır bilirim. Open Subtitles لأنّي أعرف شعور أن تعلق بمكان لا تستطيعين الهروب منه.
    Görüşün bu istikamette olsa da, izinin sürülemeyeceği bir yerde oluncaya kadar içim rahat etmeyecek. Open Subtitles على الرغم من رأيكِ، فسأشعر براحة أكبر حينما تكون بمكان لا يمكن تعقبها فيه
    Babasının göremeyeceği bir yerde. Adib, güven bana, o değildi. Open Subtitles بمكان لا يراه الأب ، "أديب" ثق بي ليست هي
    Kötü adamları başkalarına zarar veremeyecekleri bir yere tıkıyoruz. Bence bu yeterli. Open Subtitles نحن نضع الأشرار بمكان لا يستطيعون فيه إيذاء الناس هذا جيّد كفاية
    Çocukları kimsenin bulamayacağı bir yere koydum. Open Subtitles وضعت الاطفال بمكان لا يجده احد ولا اي شخص
    Onun bebeği kimsenin göremeyeceği bir yere kitleyeceğini söylediğini yazmış. Open Subtitles و قوله بأنه سيسجن الطفلة الصغيرة بمكان لا يمكن لأحد رؤيتها
    Gel. Ölülerin bizi duyamayacağı bir yerde konuşalım. Open Subtitles تعالي، لنتحدث بمكان لا يسمعنا الموتى فيه
    Gel. Ölülerin bizi duyamayacağı bir yerde konuşalım. Open Subtitles تعالي، لنتحدث بمكان لا يسمعنا الموتى فيه
    Eğer saklanırsam, kimsenin bilmediği bir yerde olacak. Open Subtitles إذا كنت سأختبىء، فسوف أختبىء بمكان لا يعرفه أحد
    Çok uzak bir diyarda adı aklımda yer etmemiş bir yerde bir beyefendi yaşarmış. Open Subtitles في مكان ما بأرضٍ بعيدة بمكان لا اعبأ بتذكر اسمه رجلٌ عاش حتى وقت قريب
    Issız bir yerde yaşayacağım. Open Subtitles سأذهبُ للعيش بمكان لا يوجد به أحد.
    Olmaması gereken bir yerde mi? Open Subtitles هل هو موجود بمكان لا يجب أن يتواجد به؟
    Bizi bıraktıktan sonra bu lanet arabayı kimsenin bulamayacağı bir yere park et. Gerisini ben hallederim. Open Subtitles اقلنا الي مكان ما سوياً ثم اذهب واركن تلك السيارة بمكان لا يستطيع احد العثور عليها به
    Polisin silahını al ve asla kimsenin bulamayacağı bir yere koy. Open Subtitles ستأخذين مسدس الشرطي وتُخفينه بمكان لا يجده أحدّ قطّ
    Kemiklerini, bulamayacağımız bir yere sakladı. Open Subtitles إنه يُخفي عظامه بمكان لا نستطيع إيجاده
    Sonra da kimsenin bulamayacağı bir yere park ederiz. Open Subtitles ثم نركنها بمكان لا يمكن لأحد إيجادها
    Eğer seni bulamayacakları bir yere yerleştirirsek, öldüremezler mesela Ewing'deki annenin yanına. Open Subtitles بمكان لا يجدونك مثلاَ مع أمك " في " يو وين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more