Sadece mutlu olmak için evlenmek istiyorum... yoksa, bana yemek pişirmen veya Kıyafetlerimi araman için değil. | Open Subtitles | أريد أن أتزوج لأكون سعيداً ، لا لتطبخي لي ولا لتعتني بملابسي |
Kıyafetlerimi getirir misiniz, lütfen, hemşire? | Open Subtitles | هل تستطيعي انت تأتيني بملابسي لوسمحت, ايتها الممرضه؟ |
Beni iç çamaşırlarımla seyret. Tadını çıkar. Önemli değil. | Open Subtitles | انظر إلي وأنا بملابسي الداخليّة خذ وقتك، لا أبالي |
Evde, iç çamaşırlarımla tembellik etmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | فكّرتُ في أنني سأتجول في المنزل بملابسي الداخليّة اليوم. |
43.cü caddede ki bir erkekler tuvaletinde iç çamaşırımla dikiliyorum. | Open Subtitles | أقف في حمّام الرجال بشارع 43 بملابسي التحتية. |
Ayrıca, belki kotumun altına yaramaz kız iç çamaşırlarımı giyme ihtimalim bile olabilir. | Open Subtitles | وربما هناك فرصة أن أكون ربما بعض الشيئ فتاة شقية بملابسي الداخلية تحت هذا الجينز |
Başkalarının evini, kendi Kıyafetlerimle temizlemekten hoşlanmıyorum. | Open Subtitles | لا احب تنظيف منازل الاخرين بملابسي الخاصة |
Bu kıyafetlerle oraya gitmeme imkan yok. | Open Subtitles | ليس وكاني استطيع الذهاب بملابسي هكذا |
Benim elbiselerimle ne yapıyorsun Derek? | Open Subtitles | ماذا تفعل؟ ماذا تفعل بملابسي يا (ديريك)؟ |
Kıyafetlerimi falan atabilirsin ya da birilerine verebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك التصرف بملابسي كما تريدين ألقيها أو وزعيها |
Evimi alıp, Kıyafetlerimi dağıtıyor diğer şeylerin dışında yani. | Open Subtitles | يسطو على مسكني و يتبرع بملابسي من بين كُل الأشياء |
Sanırım yükleme limanına geri döneceğim, ...yeni Kıyafetlerimi göstereceğim. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأعود إلي رصيف التحميل و أتباهي بملابسي الجديدة |
daha önce hiç bir erkeğin böyle ağladığını duymamıştım iç çamaşırlarımla alt kata indim, babamı mutfakta gördüm ilk hatırladığım şey küllüktü. | Open Subtitles | وقتها لم أسمع بكاء رجل من قبل و نزلت بملابسي الداخليه و جدت أبي في المطبخ |
Zaten bu yüzden saat 11:00'de iç çamaşırlarımla yatmak gibi bir lüksüm olamıyor. | Open Subtitles | لهذا السبب لا أمتلك الإمكانية للإستلقاء في الساعة الـ11 بملابسي التحتية. |
Şimdi ise bütün gün evde iç çamaşırlarımla geziyorum hiç kimsenin hiçbir şeyi değilim, ve bir bara bile giremiyorum. | Open Subtitles | والآن أنا في المنزل طوال الوقت بملابسي الدخلية ولست في علاقة مع أحد ولا أستطيع حتى الدخول إلى حانة |
Yani benim ömrüm boyunca, iç çamaşırımla toz almak istediğimi mi sanıyorsun? | Open Subtitles | وهل تظنين أنني أرغب .. في قضاء بقية عمري أنفض الغبار بملابسي الداخلية؟ |
Neden üzerimde sadece iç çamaşırımla yüzüstü bir şekilde kanepenin tepesindeyim? | Open Subtitles | لما أنا مستلقٍ على وجهي في الأريكة بملابسي الدّاخلية؟ |
Kusura bakma ama biri davetsizce iç çamaşırlarımı eşelemeye kalkışırsa bunu ciddi bir hijyen ihlali olarak görürüm. | Open Subtitles | آسف، لو بدأ أحدهم العبث بملابسي الداخلية من دون دعوة، سأعتبر ذلك إنتهاكاً خطيراً للنظافة |
- Yeni hizmetçi iç çamaşırlarımı Manny'ninkilerle karıştırıp duruyor. | Open Subtitles | الخادمه الجديده تحتفظ بملابسي الداخليه مع ماني |
Bu yağmurda ve Kıyafetlerimle! | Open Subtitles | لكنني ذاهبة للسباحة، تحت المطر، بملابسي! |
Kıyafetlerimle havuza düştüm! | Open Subtitles | لقد سقطت في المسبح بملابسي |
Bu kıyafetlerle oraya gitmeme imkan yok. | Open Subtitles | ليس وكاني استطيع الذهاب بملابسي هكذا |
Demek benim elbiselerimle benim amcamı etkilemeye çalışıyorsun ha? | Open Subtitles | تحاولين إغراء عمي بملابسي |
Hala kirli, çişli külotumla oturuyorum. | Open Subtitles | مازلت أجلس بملابسي الداخلية المبولة المتسخة |
Demek ki üç tablomdan her birini 500 dolara satabilirsem tüm kıyafetlerim de bende kalır demektir. | Open Subtitles | إذا، لو استطعت أن أبيع ثلاث من لوحاتي بـ500 دولار فسأحتفظ بملابسي حبيبتي |
Whoa! Biliyor musun, bu boşlukta böyle iç çamaşırımdan asılmak birçok hatıramı geri getirdi. | Open Subtitles | أتعلم، إنني أتدلى بملابسي الداخلية في هذا الفضاء يعيد لي ذكريات كثيرة |