"بملاحقة" - Translation from Arabic to Turkish

• peşine

Söyle. Bana katılmasını istiyorum ama o kötü adamların peşine düşüyor.
أريده أن ينضم إلي، لكنه لا يستمر دائماً بملاحقة الرجال السيئين

Organizasyonun peşine mi düşeceksiniz?
ماذا ستفعل الان؟ هل ستستمر بملاحقة المنظمة؟

Bana katılmasını istiyorum ama o kötü adamların peşine düşüyor.
أريده أن ينضم إلي، لكنه لا يستمر دائماً بملاحقة الرجال السيئين

Yani iki gruba ayrılalım derken demek istediğin; bir grup onu durdururken diğer grupta Sasuke'nin peşine düşecek, değil mi? Evet.
لذا ستقوم مجموعة بتولّي امره وستقوم الأخرى بملاحقة ساسكي

Çünkü oyuncularımın peşine de düşmelerini istemiyorum.
لا يمكنني السماح لهذا الرجل بملاحقة لاعبيني

Bu çocuğun peşine düştüğüm için delilik etmiyorum, değil mi?
أنا لست مجنونة بملاحقة هذا الشاب، أليس كذلك؟

İlaçları kesildikten sonra kızlarının peşine düşüyor?
يقوم بملاحقة بناته بعد ان توقف عن تناول الدواء؟

Özellikle de devlet ve şirketler özellikle bu zamanlarda, bugün bile, interneti kontrol etmek için savaşırken, internet özgürlüğü gibi idealler uğruna kendi özgürlüklerini tehlikeye atan hackerların peşine düşersek geçerli olur.
وهذا ما سيحدث ولا ريب، إذا قمنا بملاحقة المخترقين المستعدين للمخاطرة بحريتهم من أجل أفكار مثل حرية الشبكة العنكبوتية، خاصة في مثل هذه الأيام، عندما تقوم الحكومات والمؤسسات بالمحاربة للسيطرة على الانترنت.

Lady Horbury'nin peşine iki adam yollamıştım.
لقد كلفت بعض الرجال بملاحقة السيدة هوربري" و لكن يبدو أنهم قد تأخروا"

Öyleyse onlar kesinlikle yavaş grubun peşine düşerler.
عندها سيقومون بملاحقة المجموعة البطيئة

Eğer kocasını daha önce takip ettiyse yine peşine takılıp öldürmüş olabilir.
إن قامت بملاحقة زوجها مرّة من قبل -فربما لاحقته مجدداً وقتلته

Kardeşin aşk deyip kardeşimin peşine düşmeye devam ederse hesaplaşmak için, ...bende aşk deyip senin peşine düşerim.
... إذا قام أخاكِ بملاحقة أختي بإسم الحب . فإن الحسابات لم تستقر . ربما سأعود إلى ملاحقتكِ أيضاً بإسم الحب

"Gerçeği öğrenmek için Nasıralı'nın peşine düşüyorum.
وسأقوم بملاحقة هذا الناصري" "حتى أصل للحقيقة

Ya da daha kötüsü, Ailelerimizin peşine düşecek.
أو أسوأ قد يقوم بملاحقة عوائلنا

Pastiş'in peşine düşmekle pek ilgilenmiyor gibisin. Neden?
لا تبدين مهتمةً بملاحقة "باستيش"، لم ذلك؟

Ne yani, çocukların velayetini alıyor, sonra avukatın peşine mi düşüyor? Bu ne biçim iş?
اذاً (ميتشل) حصل على الحضانة الكاملة للأطفال , ثم قام بملاحقة محامي زوجتة , لم افهمها

"Müfettiş Lisbon bu hayvanın peşine düşüp yakalamakla örnek bir iş çıkardı."
{\pos(200,225)} "قامت المفتشة (ليزبن) بعمل رائع بملاحقة وإعتقال هذا الحيوان"

Senin yüzünde uyuşturucu satıcıları Gus, Tony ve Joon'un peşine düştü.
بسببكِ قام تجار المخدرات نفسهم بملاحقة (جاس)، (توني) و(جون)

Glee kulübünün peşine düşmesi an meselesi.
مما يعني أنه ليس إلا مسألة وقت (قبل أن تبدأ بملاحقة نادي (غلي

Sonra da hatasını fark edip Maxine'in peşine düştü.
و بدأ بملاحقة (ماكسين). إذاً، ماذا تعني هذا؟