Chandu'nun amcası Chandni Chowk'da ay ışığında Chandu'nun teyzesini besliyor gümüş kaşıkla... hızlı söyle . | Open Subtitles | عمي جاندو أطعم عمتي جاندي في ضوء القمر في ساحة جاندي بملعقة فضّية، بعض الجانتي .قل ذلك بسرعة |
Biliyorum. kaşıkla bir tünel kazıp kanalizasyondan kaçacak ...ve Maria adındaki sessiz ama yalnız çoban gibi yaşayacağım. | Open Subtitles | عرفت , سأحفر نفق بملعقة وأهرب منه عبر المجارى |
Sadece kendine has bir battaniye ile uyurdu ya da kendine has bir kaşıkla yerdi. | Open Subtitles | وتنام فقط وهي بجانبها بطانية محددة أو تأكل بملعقة محددة |
İçtiğim kahveme bir kaşık şeker de eşlik etti. | Open Subtitles | وشربت فنجاناّ من القهوة بملعقة سكر واحدة |
Şimdi, hesaplarıma göre Jazz bir kaşık şeker aldı... yani... | Open Subtitles | حساباتي تشيرإلى أني وجاز ..إكتفينا بملعقة سكرواحدة |
Bir defasında bir adamın apandisitini meyva kaşığıyla almıştım. | Open Subtitles | نعم , لقد استأصلت زائدة دودية بملعقة طعام |
Ben onu büyük bir tahta kaşıkla döverken senin onu tutmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تُمسك به جيداً بينما أضربه بملعقة خشبية كبيرة |
Beyazlara yemek yaparken başka bir kaşıkla tadarsın. | Open Subtitles | اذا طبختي طعاماً للبيض، فيجب أن تذوقيه بملعقة مختلفة. |
Ve hepsini pembe plastik bir kaşıkla yedim. | Open Subtitles | وإشتريت لنفسي كيكة آيس كريم. أكلتها كلها بملعقة بلاستيكية وردية اللون، |
Sizin gibi kıçımızda altın kaşıkla doğsak biz de o denli başarılı olurduk. | Open Subtitles | ولو كنّا وُلِدنا بملعقة ذهبية في فمنا كنّا لنصل لنفس مكانتك |
Onun yerine senin, beni kaşıkla ameliyat etmeni tercih edeceğim kadar tanıyorum. | Open Subtitles | أعلم ما يكفي لأعلم أنني قد أفضلك عليه لتقوم بعملية جراحية علىّ بملعقة |
Gerçi fark etmez, birilerini bir kaşıkla da öldürebileceğinize eminim. | Open Subtitles | هذا لا يهم ، لإنني واثق أنكم تستطيعوا قتل شخص ما بملعقة |
Puding, kaşıkla yenen yumuşak çikolata. | Open Subtitles | البودينغ، إنه مكون من الشوكولاتة اللزجة ونتناوله بملعقة. |
Altına bir delik açarsın, içini küçük bir kaşıkla oyarsın yeni bir krema makinesi açarsın. | Open Subtitles | نحدث حفرة في الأسفل نخرج ما بداخلها بملعقة صغيرة نعبأ محقنة بالكريم الطازج |
İyi yanı, yemekleri kaşıkla yemekte ustalaştım. | Open Subtitles | إضافة لهذا، تعلمت فن تناول الطعام بملعقة |
Üstünü kaşıkla almışsın gibi görünmemeli. | Open Subtitles | يجب أن تبدو كمن يمر من خلالهم بملعقة |
Chandni Chowk'da gümüş kaşıkla, biraz Chatni'yle besledi. hadi söyle. | Open Subtitles | ساحة جاندي بملعقة فضّية، بعض الجانتي |
Bir kaşık dolusu kocaman bir "rüya gerçekleşiyor" payına ne dersin? | Open Subtitles | على رسم البسمــة على مُحيـاي مــا رأيك بملعقة مملوؤة بـهذا الـ "حلــم يتحقق" ، بحجم كبيــر ؟ |
Keşke kaşık ile çalıştırmak zorunda kalmadığımız bir arabamız olsa. | Open Subtitles | ليتنا نملك سيارة لا نشغلها بملعقة |
Billy'i tatlı kaşığıyla dürtseniz devrilebilirdi. | Open Subtitles | كان باستطاعتك ان تُوقع (بيلى)ّ بملعقة تحلية |
Bana, kocanın çay kaşığı kullanarak Amatör Saatinde müzik yaptığını bile anlatmadın mı? | Open Subtitles | أخبرتني أن زوجك يستطيع العزف على أسنانه الإصطناعية بملعقة صغيرة من أشركه في برنامج الهواة؟ |
Creme Brule'nin üstünü kaşığın ucuyla kırmak. | Open Subtitles | أو تلهو بصحن الكريمة بملعقة الشاي |