Babaları da onlara mendil sallıyordu. Gemi yavaş yavaş denize doğru açıldı. | Open Subtitles | حيث أيضاً لوّح لهم بمنديل صغير عبرت السفينة الرصيف وأبحرت إلى داخل البحر |
Yangın çıksa da, evimden gelen bir gümbürtü sesi duysan da bir hafta sonra, çürümüş bir ceset gibi kokan bir koku duysan da kokudan bayılacak dereceye gelip, burnuna bir mendil dayaman gerekse de... | Open Subtitles | حتى لو كان هناك حريق او اي صوت في بيتي او حتى بعد اسبوع وفاحت رائحه تعفن جثه في الشقة عليك ان تمسك بمنديل على وجهك بسبب الرائحة الكريهة |
Sakıncası yoksa kağıt mendil ve avukatımı istiyorum. | Open Subtitles | إن لم تمانعا، فأرغب بمنديل و محاميّ. |
Ben iyiyim. Peçete alabilir miyim? | Open Subtitles | انا بخير , هل يمكنني فقط أن أحظى بمنديل |
Peçete alabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي بمنديل لو سمحت؟ |
Sapık olduğunu söylemiyorum ama kullandığın bir mendili saklamış. | Open Subtitles | حسنا أنظر أنا لم اقل هذا إنما هى من ضمن الملاحظات وهى قامت بالإحتفاظ بمنديل أنت استخدمته |
Sanki bir mendille kuvvetlice silinerek olmuş gibi. | Open Subtitles | مثل الذي يحصل عليه الفرد من دعك أنفه بمنديل ورقي باستمرار |
Öylece, temiz bir taşhokun yardımıyla kızıl, kızıl kruvi akmayı kesti. | Open Subtitles | بمجرد ما ربطنا الجرح بمنديل نظيف توقف النزيف على الفور |
Bu arada sana bir ipek mendil borçluyum. | Open Subtitles | لكنني مدين لك بمنديل حريري |
Olga, gömleğinde hep bir mendil taşır ve akide şekeri gibi kokardı. | Open Subtitles | إحتفظ (أولغا) بمنديل ورقيّ على كمّها وكانت رائحته مثل الحلوى الصلبة. |
Yere bir mendil atarsın ve o da döner seni boğar. | Open Subtitles | -إلقي بمنديل و سيعود ليكتمك |
- O halde sana kağıt mendil verelim. | Open Subtitles | -إذن سنأتي لك بمنديل ورقي . |
- mendil verir misin? | Open Subtitles | -هل لي بمنديل معطر؟ -نعم . |
Bir Peçete daha alabilir miyim? Ve farklı faturalar, lütfen. | Open Subtitles | وهل لي بمنديل طاولة آخر؟ |
Peçete alabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي بمنديل ؟ |
Peçete alabilir miyim? | Open Subtitles | هل لي بمنديل ؟ |
Gözlerini açtı, kendini avukatının mendili arkasına gizledi. | Open Subtitles | فتحت عينيها وتمسح وجهها بمنديل المحامي |
O Desdemona'nın mendili. | Open Subtitles | (إنه أشبه بمنديل (ديسديمونا |
Üstünü mendille örtüyorum. Abraka-Dorfman. | Open Subtitles | أغطيها بمنديل "ابرا كا دورفمان" |
Öylece, temiz bir taşhokun yardımıyla kızıl, kızıl kruvi akmayı kesti. | Open Subtitles | بمجرد ما ربطنا الجرح بمنديل نظيف توقف النزيف على الفور |