diyorlar. CA: Ama kelimeler, söyleme şekli, yapıcı da olabilir çok yıkıcı da. | TED | كريس: لكن تلك العبارات المستخدمة، تحمل مضامين، كما تعلم، يمكن أن تكون بناءة. |
Tersine, alternatif fikirler üretmek için oldukça şiddetli fakat yapıcı tartışmalarda bulunmaları gerektiğini biliyorlar. | TED | لا، إنها تعرف كيف تخلق جدالات حامية لكنها بناءة لإنشاء ملف من البدائل. |
Yani, bazen korku "yapıcı" bir tepki üretebilir. | TED | لذلك أحيانا يمكن للخوف أن ينتج عنه إستجابة بناءة. |
veya performansınızla ilgili yapıcı eleştiriler aramak yerine size yardımcı olmak isteyen herkese haksız olduklarını söylemeyi. | TED | أو تصور أنك بدلاً من البحث عن معلومات بناءة حول أدائك، ستخبر جميع من حاول مساعدتك بأنهم كانوا مخطئين. |
Başbakan görüşmelerin yapıcı ve samimi geçtiğini söyledi. | Open Subtitles | و صرح السيد رئيس الوزراء أن المحادثات كانت بناءة و صريحة |
Öncekilerden daha yapıcı bir şekilde. | Open Subtitles | وبطريقة بناءة على نحو أكبر مما كانت عليه مناقشاتنا السابقة |
Duygularınızı inkar etmek için değil, onları keşfetmek incelemek, daha yapıcı bir şekilde ifade etmek için buradasınız. | Open Subtitles | نحن لسنا هنا لنحجر على مشاعركم لكن بالأحرى لنكتشفها ونختبرها على أمل أن نخرجها بطريقة بناءة أكثر |
Bu geri dönüşünüzü oldukça yapıcı ve mest edici buluyorum. | Open Subtitles | لقد وجدتُ أرائكم بناءة للغاية و مجاملة كذلك، |
Ve söyleyeceğim şeyleri, akıl hocandan gelen yapıcı tavsiye olarak almanı istiyorum. | Open Subtitles | وأُريدُك أن تعتبري ما سأقوله كنصيحة بناءة من مرشدتك |
Fikrimi yuhalayacağına yapıcı bir argüman sunsana. | Open Subtitles | . لم لاتقدّم حجةً بناءة ، لست أستهجن على رأيكِ . بل أستهجن على موضوع تقريركِ |
Annenle yapıcı bir şekilde konuşarak sana neler hissettirdiğini bilmesini sağlamalısın. | Open Subtitles | أنتِ تحتاجين إلى التحدث مع والدتك بطريقة بناءة و أجعليها تعرف كيف جعلتكِ تشعرين |
Şarkılarından yapıcı bir şekilde konuşmak için bile aynı sayfada olmamız gerekiyor. | Open Subtitles | حتى يكون بوسعك الحديث عن أغانيك بطريقة بناءة |
Onu öfkesi yüzünden ayıplamadı -- onun yerine, gerçek bir değişim için yapıcı yollar gösterdi. | TED | لم يلومها على غضبها -- بدلاً من ذلك، قام بإعطائها طرقًا بناءة لتقوم بتغيير حقيقي في العالم. |
İlginç bir şekilde, mini ödeme gibi şeyler, aslında dünyadaki güvenlik sisteminin işleyişini değiştirecek. Çünkü değer tahsis etmekte bir kere iyi olduktan sonra, insanlar paralarını ve enerjilerini daha yapıcı şeylerde kullanacaklar. | TED | من المثير للاهتمام أن أشياء كالمدفوعات الصغيرة ستغير من الطريقة التي يعمل بها الأمان في عالمنا، لأنه بمجرد قدرتنا على تخصيص القيمة بطريقة أفضل، سيستخدم الناس نقودهم وطاقاتهم لأشياء بناءة أكثر. |
Pakistan ve Afganistan halen çok kırılgan. ama yine de ikisi de yapıcı bir şekilde Paki milliyetçiliğinin problemlerine çözüm getiremedi. | TED | باكستان و أفغانستان مازالوا في حالة أمنية هشة كل منهما لم يتعامل بصورة بناءة مع مشكلة القومية في الباشتون . |
Bundan sonra günlerini sorumluluktan arınmış bir şekilde... daha yapıcı aktiviteler yaparak geçirebilirsin... | Open Subtitles | ثم هل يمكن أن تنفق أيامك في السعي خالية من الشعور بالذنب ... أنشطة بناءة أكثر ... |
Ben ne dedim ki? "yapıcı iltifatlarınızı" dedin. | Open Subtitles | قلت مجاملات بناءة هذا غير منطقي |
"yapıcı iltifatlarınızı" dedin. Bu çok saçma çünkü. | Open Subtitles | قلت مجاملات بناءة هذا غير منطقي |
Yani, Sanırım yapıcı olmalıyız ve yaptığımın aptalca bir şey olduğunu biliyorum ve canını yaktığını biliyorum. | Open Subtitles | أعني، أعتقد أننا بحاجة إلى أن تكون بناءة... ... وأنا أعرف ما قمت به هو غبي حقا... ... وأنا أعلم أنه يسىء لك الكثير. |
Servis sağlayıcılar, ilk defa bu fırsat ile servis verirken başarılarını en yapıcı şekilde kanıtlayabilecek ve genelde olduğu gibi sadece 1-2 yıl değil 5-6 yıl gibi bir zaman içerisinde hem yaptıklarını gösterebilecek hem de sürekli olarak öğrenecekler. | TED | مقدمي الخدمات، وأيضا، للمرة الأولى، أنها قد حصلت على فرصة لتقديم خدمات وتنمو الدليل على ما يفعلونه بطريقة بناءة حقا وتعلم وإظهار قيمة ما يفعلونه على مدى خمس أو ست سنوات، وليس مجرد واحد أو اثنين كما يحدث غالبا في هذه اللحظة. |