Bir kaplanın saldırısına uğrayan bir silah taşıyıcım vardı. | Open Subtitles | كان معى حامل بندقية من قبل أُصيب بجرح من نمر |
Leslie, Kamerun'dan yeni bir silah satın aldığımı biliyordun. | Open Subtitles | ليزلى, لقد كنت تعلمين اننى كنت اشترى بندقية من الكاميرون |
o da ceketinden bir silah çıkarmış ve kardeşimi sol gözünden vurmuş. | Open Subtitles | سحب بندقية من سترته وأطلق علي أخي خلال عينه اليسرى. |
Sanırım, büyük ihtimal bir .22'lik alacağım. .22 kalibrelik bir tüfek. | Open Subtitles | انا اعتقدت انني سأحصل على بندقية من عيار 22 بندقية عيار 22 |
Son model bir tüfek. | Open Subtitles | بندقية من أحدث الأنواع |
Yüksek kalibreli bir tüfekten gelmiş gibi. | Open Subtitles | يبدو أنه من بندقية من عيار كبير |
Frankie barın altından bir silah aldı dışarı çıktı ve adamın arabasına ateş etti. | Open Subtitles | أمسك فرانكي بندقية من تحت العارضة، تعثرت بها، وارتفعت الرجل وتضمينه في السيارة. |
Savaşta kendin bir silah ele geçirmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تغتنم بندقية من المعركة |
-Karın için bir silah? -Mm-hmm. | Open Subtitles | بندقية من أجل زوجتك؟ |
Gelecekten gelen bir silah. Haksızlık bu! | Open Subtitles | إنها " بندقية " من المستقبل |
Çiftlikten bir tüfek almış. Krag Jørgensen marka, şarjörü beş fişek alanlardan. | Open Subtitles | لقد اخذ بندقية من المزرعة. |
Merkezden bir tüfek çalmış. | Open Subtitles | لقد سرق بندقية من قسم الشرطة |
Dokuz milimetrelik Beratta'nın 18. yüzyıldaki bir tüfekten çok daha fazla zarar vereceğine eminim. | Open Subtitles | أوقن بأنّ مسدس "بيريتا" عيار تسعة ملليمترات سيحدث ضررًا أكبر من بندقية من القرن الثامن عشر. |