İki tane p -- daha da yumuşak. | TED | وإذا لاحظت اثنين فيجب أن تعزف بنعومة أكثر، |
Dört tane p -- oldukça yumuşak. | TED | واذا أربعة فعليك أن تعزف بنعومة الى أبعد حد. |
İşte ben orada, Usulca öldürüyordum onları şarkımla. | Open Subtitles | لذلك أنا كنت هناك أقتلهم جميعا بنعومة بأغنيتي |
Sonra, elimle Hafif bir şekilde baldırını okşarım. | Open Subtitles | وبعدها، آخذ يدي وأمسح فخذها بنعومة. |
Şimdi yavaşça gazı kes. Bir bebeğin poposu yumuşaklığında. | Open Subtitles | والآن بهدوء على دواسة الوقود المس بنعومة كؤمرخة طفل ملساء |
Uzaygemisi suya nazikçe saatte 30 km hız yerine , ölümcül bir hızla, 450 km ile çarpar. | Open Subtitles | مما يجعل المركبة لا ترتطم بالمياه بنعومة بسرعة 20 ميلا في الساعة و لكن إرتطام إنتحاري بسرعة 300 ميل في الساعة |
Killing Me Softly ona bir şey ifade ediyordu, sonunda başına gelenlere bakın. | Open Subtitles | قتلي بنعومة عنى لها شيئا انظر إلى ماذا انتهت |
Fakat genel göreceliğin bize gösterdiği bu düzgün, zarifçe eğilen uzay görüntüsü hikâyenin sadece bir kısmıdır. | Open Subtitles | لكن النعومة, تُقوِّس بنعومة صورة الفضاء مُتوقّع بقوانين النسبية العامة |
Ve bu da bir İngiliz hava dağıtıcısı. yumuşakça hareket edip odadaki hava akımını sağlıyor. | TED | وهذا شجر الصفصاف الإنجليزي الموزع للهواء. و هذا يحرك بنعومة تيار الهواء عبر الغرفة. |
Batı Teksas Akıl Hastanesi'ndekiler gibi yumuşak değildi. | Open Subtitles | ليس بنعومة مفارش مؤسسة غرب تكساس للأمراض العقلية |
En yumuşak zemini seç. Kollarını iyice aç. | Open Subtitles | مدي ذراعيكي بنعومة وسوف يدخل الهواء من خلالها ويجعلكي تطيرين |
Doğal meyvemsiliğini bütünlemek için meşede dinlendirilen..., ...taze kiraz izleri taşıyan, yumuşak gövdeli bir şarap. | Open Subtitles | إنه مرن خمر كامل مع شيء من الكرز الطارزج ومتصل بنعومة مع البلوط |
- ...ve çok yumuşak dudakların var. - Seninkiler kadar değil. | Open Subtitles | بشفاه حقا ناعمة حسنا و لكن ليس بنعومة شفاهك |
Başkanlık için yarışıyor ve suç konusunda yumuşak görünmek istemiyor. | Open Subtitles | موقفه لن يتغير لن ينظر بنعومة إلى جريمة قتل |
Köşelerin suyun aşındırmasıyla nasıI yuvarlak yumuşak olduğuna bakın | Open Subtitles | بالية بنعومة بفعل التعرية المائية |
"Hayatımı kendi sözleriyle anlatarak Usulca öldürüyor beni | Open Subtitles | يحكي حياتي كلها بكلماته" يقتلني بنعومة |
"Usulca öldürüyor beni şarkısıyla | Open Subtitles | يقتلني بنعومة بأغنيته" |
"Usulca öldürüyor beni" | Open Subtitles | "يقتلني بنعومة" |
Çok Hafif tutarsan... | Open Subtitles | تمسكها بنعومة... |
Salonun önüne bakanlar öne eğilerek yavaşça partnerinizin sırtını esnetin. | Open Subtitles | والآن الشخص الذي يواجه مقدمة الغرفة أريده أن ينحني قليلاَ ويمدد شريكه بنعومة |
Kendimi nazikçe savunmak çok mantıklı gelmedi. | Open Subtitles | آسفة بهذا الشأن، لم أعتقد أنه ذو فائدة أن أحمي نفسي بنعومة |
Roberta Flack'in sevilen şarkısı Killing Me Softly'yi söyleyecek. | Open Subtitles | ... يغني أغنية روبرتا فلاك المحبوبة يقتلني بنعومة |
Bu işler oldukça düzgün olmayan işlerdir. | Open Subtitles | تستطيع التحكم بهذه الاشياء بنعومة اليس كذلك |
Genelevimde sana yumuşakça dokunurlar-- | Open Subtitles | في ماخوري يجب يلمسوك بنعومة... |