"بنغلاديش" - Translation from Arabic to Turkish

    • Bangladeş
        
    Bangladeş işçilerine bu kadar az ücret ödenmesinin nedeni de budur. Open Subtitles ذلك هو السبب في أن تدفع القليل جدا للعاملين في بنغلاديش.
    Burada günümüzde Katar'ı ve günümüzde Bangladeş'i görüyoruz. TED هنا لدينا قطر اليوم، وهناك لدينا بنغلاديش اليوم.
    Sağ alttaki Bangladeş de Bahreyn ile aynı nüfus yoğunluğuna sahip ama kişi başı tüketimi 100 kat daha az. TED في اليمين السفلى، بنغلاديش لديها نفس الكثافة السكانية للبحرين ولكنها تستهلك 100مرة أقل للفرد
    Sudan, Libya, Çin, Hindistan, Bangladeş'e küçük mavi kuyruklar ekledim. TED قمت بإضافة ذيول صغيرة خلف السودان، ليبيا، الصين، الهند و بنغلاديش
    Sonra fark ettim ki, başta Congo'ya, Angola'ya, Bangladeş'e fotoğraf çekmek için gitmemiştim. TED ومن ثم أدركت، أنني لم أذهب أبدًا إلى الكونغو أو أنغولا أو بنغلاديش لالتقاط الصور.
    Yer Bangladeş'in bir köyündeki küçük bir kadın kliniği. TED المكان: عيادة نسائية صغيرة في أحدى قرى بنغلاديش
    Hemen sensörün bir prototipini paketledik ve Bangladeş'e kargoyla gönderdik. TED لذلك وضّبنا هذا النموذج من جهاز الاستشعار، وقمنا بإرساله إلى بنغلاديش.
    1971 yılında her şey değiştiğinde, Bangladeş'te idik. TED سنة 1971، كنا في بنغلاديش حين تغير كل شيء.
    Saleem, 1971'de Bangladeş'in kurulmasını ve Indira Gandhi'nin acil durum kurallarını takip ederek tüm bunlara ve daha fazlasına değiniyor. TED كل هذا وأكثر يمس سليم، تتبع المنشأة من بنغلاديش في عام 1971 وحكم الطوارئ من أنديرا غاندي.
    Ve böylece iki yıl sonra, Iqbal Quadir Bangladeş bonolarında elektriğini piyasaya sürebilir. TED ثم وبعد ذلك بأسبوعين، سيكون بإمكان إقبال قدير أن يُصدر سندات الكهرباء في بنغلاديش.
    Bangladeş'de o zamanlar her 500 kişiye, bir telefon düşüyordu. TED وتبين , أنه كان هناك هاتف واحد في بنغلاديش لكل 500 شخص.
    Mesele şu ki, bu konuyu incelemeye başladım, Bangladeş ve New York arasında gidip geldim. TED لذا فإن السؤال هو , بدأت بالبحث في هذه المسألة , والذهاب جيئة وذهابا بين بنغلاديش ونيويورك.
    Bangladeş'de bile boş yerler var. TED حتى في بنغلاديش , توجد بعض الأماكن الفارغة.
    Beni buraya getiren salak herhalde ehliyetini Bangladeş'ten almış. Open Subtitles الأبله الذي قاد لي هنا على ما يبدو مرت اختبار قيادته في بنغلاديش.
    Yok, şimdi hatırladım, Bangladeş'teydi. Open Subtitles أعتقد إنها تعيش في في بنغلاديش أنت لا تريد,أنت لا تريد
    Bangladeş'teki çocuk kölelerle ilgili şu belgesel var. Open Subtitles أوه، هناك هذا الفيلم الوثائقي على استرقاق الأطفال في بنغلاديش
    Şu an onlar, Bangladeş ve Kamboçya'da en büyük üreticilerinden. Open Subtitles الآن أنها هي واحدة من أكبر منتجي الملابس في بنغلاديش وكمبوديا.
    Bangladeş gibi yerlere daha ucuz emek satın almak dışında başka bir nedenle gitmez. Open Subtitles انهم لا يذهبون إلى أماكن مثل بنغلاديش لا لسبب إلا يمكنهم الحصول على العمالة الرخيصة يمكن أن تعمل.
    Çok, çok düşük asgari ücret var, doğum yardımları, emekli aylıkları yok, moda endüstrisinin Bangladeş'te bulunmasının nedeni bu, çünkü, en çok faydayı giyim işi yapan bu insanlardan elde edebilirsiniz. Open Subtitles وهناك حد أدنى للأجور منخفض جدا جدا، أي فوائد الأمومة، لا المعاشات، ذلك هو السبب في أن صناعة الأزياء هي في بنغلاديش
    Lanet seyahat acentesi Bangladeş için tatil paketi kakalamıştı bana, aman kalsın. Open Subtitles ‫وكالة سفريات لعينة باعت لي حزمة ‫لنادي في "بنغلاديش" خاص بأمور جنسية.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more