İşiniz bitince yarın saat 15:20'de değişim noktasında buluşacağız. | Open Subtitles | ما إن تنتهوا سنجتمع غداً بنقطة التبادل بعد الـ3: 00 بـ20 دقيقة تماماً. |
Senin bölümün bitti. Sen geride kal, seninle buluşma noktasında görüşürüz. | Open Subtitles | دورك إنتهى , إبقي خلفنا و سنقابلك بنقطة الإلتقاء |
BU GECE DANSCl HOMER Herkes yerinde, iki ıska var. Bizimkilere bir sayı lazım. | Open Subtitles | ضربة ثابتة، ضاعت إثنتين، رجالنا متخلفون بنقطة واحدة |
Bitime 2 saniye kala, First Üniversitesi 1 puan gerideydi. | Open Subtitles | تبقت ثانيتين والجامعة الأولى متخلفة بنقطة |
Bunun nedeni, erkeklerin temelde daha az erdemli olmaları değil; bu konunun, çoğu erkek için anlaşılmayan bir nokta olması. | TED | ليس لأن الرجال في الأساس أدنى أخلاقياً، لكن الأمر يتعلق بنقطة عمياء لدى معظم الرجال. |
Planın en iyi yönü ise, belirli bir noktada plan başarısız oluyor gibi gözükecek. | Open Subtitles | أفضل جزء من الخطة هو أنه بنقطة معينة سيبدو و كأن الخطة تنهار |
Ünlü dönüşü olmayan noktaya. | Open Subtitles | لنصل الى تلك النقطة الشهيرة المعروفة بنقطة اللا عودة |
Sadece bir puanla geçtim. | Open Subtitles | حسناً ، لقد أجتزت الإختبار بنقطة واحدة |
Alınları noktalı Hindistanlılardan bahsediyorum, tüylü Amerikalılardan değil. | Open Subtitles | هندي بنقطة على رأسه وليس هندي وعلى رأسة ريشة |
Homo sapiens'in Neanderthal ve Homo sensoriyum gibi diğer ilk atalarıyla arasındaki farklılaşma noktasıyla ilgileniyoruz. | Open Subtitles | نحن مهتمون بنقطة التفرع بين الإنسان العاقل وغيره من الأسلاف الأوائل، مثل "النياندرتال" و"كائن متحسس بشري". |
O arada ise, tanklar hareket hâlinde olur. Bir merkez noktasında birleşir. | Open Subtitles | و بهذه الأثناء, تتحرك الدبابات للأتقاء بنقطة المنتصف, |
Halkayı bağlantı noktasında daha uzun tut. Jack... Tamam... | Open Subtitles | أبقي الجهاز بنقطة الإتصال لفترة أطول "جاك" حسنا |
Pacific, 67-68 bir sayı geride. | Open Subtitles | المدرسة المحيطية متأخرة بنقطة واحدة 67 : 68 |
Lakers bir sayı geride. Magic zıplar, atış yapar. | Open Subtitles | ليكرز متاخرين بنقطة ماجيك يسدد |
Ama ben olsaydım 10 puan kaybetmeyi seçerdim bir puan geriden gelip de arkama bakıp "Kahretsin" demektense rüzgara karşı yarışabiliriz." | Open Subtitles | ولكن بالنسبة لي افضل ان اخسر بعشرة نقاط في سعيي للفوز على ان اخسر بنقطة ثم انظر خلفي واقول اللعنة |
Şu anda bir puan öndesiniz. | Open Subtitles | تبقى متقدماً بنقطة واحدة |
İşte bakın. Dünyanın geri kalan ülkelerini getirmeme izin verin, ölçebildiğimiz 132 ülke, her biri bir nokta ile temsil ediliyor. | TED | دعوني أجلب باقي دول العالم، 132 دولة أصبح بإمكاننا قياسهم، كل منهم ممثلة بنقطة. |
Bu resimde, fark edeceksiniz, patlama genişliyor. Bu bir nokta değil. | TED | في هذه الصورة, ستلاحظ أن الانفجار متوسع. و ليس بنقطة |
Teğmen Wallace bu noktada ekibinin 2 Centurion imha ettiğini bildirdi. | Open Subtitles | الملازم (ولاس) بلغ أن وحدته أصابت إثنين من الأعداء بنقطة التجمع. |
Belli bir noktada, "zarar vermek" demek... "Doğanın işleyişine izin ver, doğayla inatlaşma anlamına gelir." | Open Subtitles | "بنقطة ما، يجب أن تعني "لا ضرر ترك الطبيعة تأخذ مجراها |
Geri dönülmez noktaya geldiğimiz için her zaman müvekkillerime bir gün daha verme aşamasındayım ben. | Open Subtitles | لكن بما أننا بنقطة اللا رجوع دائماً اُلح على موكليني بإعطاء يوماً واحداً |
Şu anda Bay Madison bir puanla önde gidiyor. | Open Subtitles | اعتباراً من هذه اللحظة السيد (ماديسون) متقدم بنقطة واحدة |
Ayrıca ben Hint kızılderili değilim. Ne tüylü, ne de noktalı. | Open Subtitles | كما أنّني لستُ هندياً، بريشة أو بنقطة |
Homo sapiens'in Neanderthal ve Homo sensoriyum gibi diğer ilk atalarıyla arasındaki farklılaşma noktasıyla ilgileniyoruz. | Open Subtitles | نحن مهتمون بنقطة التفرع بين الإنسان العاقل وغيره من الأسلاف الأوائل، مثل "النياندرتال" و"كائن متحسس بشري". |
Her okumaya, bir duygu veri noktası adını veriyoruz. Sonra farklı duyguları resmetmek için birlikte harekete geçerler. | TED | ونسمي كل نقطة تم التعرف عليها بنقطة بيانات عاطفية، وبعد تمازجها معا تقدم لنا علامات عن مختلف المشاعر. |