Yerel ekonomik dengeyi geliştirmek için... ...kuvvetli bir altyapı ve yerel işyerleri kuran... ...milli bir iş modeli hayal edin. | TED | وتصور نموذج أعمال وطنية يخلق فرص عمل محلية ومشاريع بنية تحتية ذكية لتحسين الاستقرار الاقتصادي المحلي. |
oradaki muhteşem altyapı. | TED | وذلك يرجع لما لديهم من بنية تحتية عجيبة هناك. |
Ne yaptık, biz bire bir çalıştık, bire bir çalışmak için, oluşturmanız gereken daha önce hiç yapılmamış olan bir sosyal altyapı oluşturmanız gerekir. | TED | ما نقوم به هو أننا نعمل فردياً، ولكي تعمل بشكل فردي، عليك أن تُنشئ بنية تحتية اجتماعية غير متوفرة. |
Bankacılık altyapısı olmayan yerlere, temel bankacılık hizmetlerini götürüyor. | TED | هذه العملية توفر خدمات مصرفية بدائية إلى أماكن لا يوجد فيها بنية تحتية مصرفية. |
Ve alt yapı istiyor -- kaplanmış bir yol ile güzel | TED | و هي تريد بنية تحتية قوية, من اللطيف أن يكون الطريق مرصوفا |
Demek istediğim kritik bir altyapımız var. | TED | انا اعني ان لدينا بنية تحتية حرجة |
O kadar iyi altyapıları vardı ki batılı ülkelere ulaşmasından çok önce fiber optik telefon sistemine sahiplerdi. | TED | تعليم جيد. كانت لديهم بنية تحتية جيدة، بل كان لديهم وقتها أيضا نظام هاتفي بالألياف البصرية، قبل وقت طويل من وصوله للبلدان الغربية. |
Blok zincirini, birçok malvarlığı depolayan açık bir altyapı olarak düşünebilirsiniz. | TED | في قواعد البيانات المتسلسلة، يمكن أن تعتبرها بنية تحتية مفتوحة تقوم بتخزين أنواع عديدة من الأصول. |
Şimdi iyi bir yönetişim sonucu olarak -- Asya'da gezin, daha iyi sağlık hizmeti, daha iyi bir eğitim, daha iyi bir altyapı, daha iyi kamu politikaları göreceksiniz. | TED | الان كنتيجة للحكم الرشيد سافر عبر آسيا سترى رعاية صحية أفضل تعليم أفضل بنية تحتية أفضل سياسات عامة أفضل |
Güçlendirme için altyapı kurmuş. | Open Subtitles | لقد بنوا بنية تحتية من أجل الهجمة العكسية |
Sokaklarda gezen polisler ve suçlularla baş etmek için bir altyapı vardır. | Open Subtitles | حيث تقوم الشرطة بالدوريات وهناك بنية تحتية موجودة للتعامل مع المجرمين |
Anlıyorum, ama şuna bakın, altyapı yok, değiştirilebilir varlıklar yok.. yani.. | Open Subtitles | وأنت تعرض علينا أرض جافة دون أيّ بنية تحتية ولا أصول قابلة للتبديل. |
Gözaltına almak önemli ölçüde altyapı gerektiriyor,evet. | Open Subtitles | احتجازهم سوف تتطلب بنية تحتية كبيرة، نعم. |
Gerçekten enerji tüketimini düşürmeyi başarabilirsek, bu aynı zamanda arz için teknoloji üretirken, daha az iş olacağı anlamına geliyor. Çünkü altyapı için daha az talep olacak. | TED | وإذا قمنا بذلك، فذلك يعني أيضا بأننا سنواصل نشر جوانب التكنولوجيا، سوف يكون لدينا عمل أقل إذا تمكنا من العمل على تخفيض استهلاكنا للطاقة، لأننا سنحتاج إلى بنية تحتية أقل خلال العرض. |
550 kişi başına bir musluk düşüyor ve şehirde yaşayan birine göre 9 kat daha fazla ödüyorlar. Nedeni ise, su için altyapı yok ve su parayla satılıyor. | TED | يستخدم خمسمائة وخمسون شخصاً نفس صنبور المياه ويدفعون تسعة مرات أكثر مما يدفعه أى شخص آخر بالمدينة، حيثُ لا تتوافر بنية تحتية لمواسير المياه وتُباع المياه. |
Deniz Kuvvetleri yok, altyapı sistemi yok. | Open Subtitles | . ليس هنالك اي بحرية, او بنية تحتية |
Eğer etrafımıza bakarsak çevremizde birçok LED görebiliriz. Yani çevremizde Li-Fi vericisinin zengin bir altyapısı mevcuttur. | TED | لو نظرنا حولنا لوجدنا العديد من لمبات الليد اذا هناك بنية تحتية غنية بموصلات الليد |
Bağış kaynağı yok, altyapısı yok. | Open Subtitles | ليس هنالك قاعدة تبرعات. لا بنية تحتية. |
Bu, en sağlam, ileri teknolojili, merkezi olmayan depolama altyapısı. | Open Subtitles | بنية تحتية متطورة لتخزين اللامركزية |
(Alkışlar) Gördüğümüz şey, yaşamımızı destekleyen binlerce siyahinin çok az alt yapı ve çok az desteğe sahip olduğu. | TED | (تصفيق) ما رأيناه كان آلاف الناس السود دعمونا لأرواحنا مع بنية تحتية ضعيفة ودعم قليل. |
Bu, ekonomik büyüme hakkında çok zorlu bir tablo çiziyor. Çünkü karbon altyapımız olduğu sürece ekonomi büyüdükçe salınımda artacak anlamına geliyor. | TED | إذن فهذا يمثّل تحديا لمسألة النمو الإقتصادي، لأنه لو توفرت بنية تحتية للكربون هذا يعني أن اقتصادنا في نمو، وبالتالي انبعاثاتنا. |
Henüz altyapıları yok, açlıkla savaşan muazzam sayıda insan barındırıyor, yine muazzam sayıda, işleri yeni yollarla yapmanın çözümünü arayan insanlarla beraber. | TED | وليس لديها بنية تحتية متوفرة، ولديها أعداد غفيرة من الناس الذين يكافحون مع الفقر، وأعداد غفيرة من الناس يحاولون معرفة كيفية إنجاز الأشياء بطرق جديدة. |