| Sana bir keşif eri, bir tercüman lazım. Tabur koruma ateşi sağlayacak. -Ne zaman? | Open Subtitles | ستحتاج كشافا و مترجم الكتيبه ستقوم بنيران التغطيه |
| İngilizler top ateşi ve makinalı tüfeklerle cevap verdiler ve anakaradan 10.000 asker getirdiler. | Open Subtitles | رد عليهم البريطانيون بنيران الرشاشات وقذائف المدافع ونقلوا 10 الالاف رجل لأيرلندا |
| Affedersin. Ellerini kaldırdığını görünce beni Büyücü ateşi ile yakacaksın sandım. | Open Subtitles | سامحني، رأيتكَترفعيديك، و خلتكَ ستنسفني بنيران العرّاف. |
| Komplo grupları ajanların dost ateşinde öldüklerini düşünüyor, hatta iki bağımsız soruşturma bile onların kamptan açılan ateşlerle öldüklerini kanıtladı. | Open Subtitles | مجموعات المؤامره تظن بأن العملاء توفوا بنيران صديقه, على الرغم من وجود اثنين من التحقيقات المستقله |
| Cehennem ateşinde yanarak öleceksiniz. | Open Subtitles | و ستموت بنيران الجحيم المشتعلة |
| Ve Rama hala ikna olmadı, sanki, Sita ateşle sınandıktan sonra | Open Subtitles | وانه لا يزال غير مقتنع ، بدا وكأنه ، بعد أن مرت المحاكمة بنيران |
| Dostunun açtığı ateşle vurulduğu fark edilince, silahlar indirildi. | Open Subtitles | الأسلحة تمّ خفظها، ندرك أنه أصبنا للتو بنيران الحلفاء |
| Dost ateşi ile ölmek, savaşların acımasız gerçeklerinden biri. | Open Subtitles | الموت بنيران صديقة لا يزال واقع حزين الحرب. |
| Mutfağın ateşi onu sabit bir sıcaklıkta tutar. | Open Subtitles | . هو في حرارة ثابتة بنيران المطبخ |
| Zedd de yapabilseydi beni Büyücü ateşi'yle kül ederdi. | Open Subtitles | ربما يعذبني (زيد) بنيران العرّاف خاصته. |
| Duruşmada Rifkin'in avukatları Amerikan ordusunun köyü, Taliban karakolu sanıp hava saldırısıyla yerle bir etmesini kaza ateşi olarak savunmuşlar. | Open Subtitles | في المحاكمة، ادعى محامو ريفكين) أن الأمر متعلق بنيران صديقة) وأن الجيش الأمريكي دمر القرية من الجو، مخطئين "في ذلك مخفرا أماميا لـ"طالبان |
| Seni cehennem ateşinde yanmaya mahkum ediyorum. | Open Subtitles | أحكم عليك بالإحتراق بنيران الجحيم |
| Öfke ateşinde yakıp kül etmek çok daha kolay. | Open Subtitles | من السهل أكثر التخلص منه بنيران الغضب |
| Başkanın bu ülkeyi demiryollarıyla birbirine bağlama hayalleri Mormon kavaklarından kereste, Mormon pancarından şeker Mormon buğdayından un ve Mormon ateşinde dövülmüş aletler olmadan dağılır gider. | Open Subtitles | حُلم الرئيس هو توحيد البلاد عبر سكة الحديد، وهذه السكة من دون خشب شجر المورمون... ودقيق المورمون والأدوات المصقولة بنيران المورمون ستتحول لتراب. |
| Evet. İki gün içinde. Yaptığın ateşle ilgilerini çekersin ve kazazede olarak yuvana dönersin. | Open Subtitles | خلال يومين، تجذب انتباههم بنيران في الهواء الطلق |
| Darhk dünyayı nükleer ateşle yakmayı hedefliyor. | Open Subtitles | (دارك) يخطط لحرق العالم بنيران نووية. |