Senin umurunda olan tek şey öbür tarafla bu taraf arasındaki duvarı indirmek ve bunu yapmayacağım. | Open Subtitles | بل تحفل بهدم الجدار بين الجانبين، وإنّي لن أفعل ذلك |
duvarı yıkıp devasa bir pencere yapacaklar. | Open Subtitles | سيقومون بهدم الجدار وتحويله لنافذه عملاقة |
Düşündük ki Snotlout akademiden atıldığına göre ve bizim kafesimizle onun kafesi yan yana olduğuna göre aradaki duvarı kaldırıp daha geniş bir alana sahip olabiliriz. | Open Subtitles | حسناً،أعتقدأنناقمنابطرد سنويلت من الأكاديمية فقُمنا بتوسيع جانبه وضمه لجانبنا قنا بهدم الجدار إنشاء نوع من تدفق أفضل انها مثل التناغم مع المحيط |
O zaman, Kennedy Berlin'e konuşma yapmak için gelecek, bu kesin ama duvarı tekmeleyecekmiş gibi de gözükmüyor. | Open Subtitles | اذا ( كينيدي ) سيقوم بالقاء خطاب.بالطبع ولكن الامر ليس كأنه سيقوم بهدم الجدار |