Fakat Bunu günümüz dünyasında yapmanın şahane bir yolu var. | TED | ولكن هناك مجال ممتع يقوم بهذا في العالم الحديث .. |
Bunu genellikle limitler ve engeller dâhilinde yapmak zorunda kalıyorum. | TED | وكان غالبا يتوجب علي القيام بهذا في وجود معوقات وتحديات. |
İki saatte altı toplantıdan sonra Bunu oldukça iyi ezbere biliyorum. | Open Subtitles | بعد ستة اجتماعات في ساعتين أنا أشعر بهذا في أعماق قلبي |
Son 90 mildir bunları düşünüyorum ve beni affetmek zorunda değilsin. | Open Subtitles | لقد فكرت بهذا في التسعين ميل الأخر و لا يجب عليكِ أن تسامحيني |
Neden şimdi? Sana bunları adada söylediyse, neden... | Open Subtitles | أعني، إن كان قد أخبرك بهذا في الجزيرة، فلمَ لَم تذكره إلاّ قبل يومين؟ |
Çok karmaşık bir tören hazırladı. Yani Bunu özel bir zamanda yapacak. | Open Subtitles | ،هناك مراسم معقدة التي أعدها لذلك سيحاول القيام بهذا في وقت محدد |
Ama eğer Bunu bir gün Bunu düşünecek olursam seninle olmayacağını biliyorum. | Open Subtitles | ولكن إن فكرت بهذا في المستقبل انا متاكد بإنه لن تكون انت |
Bana bak ukalâ herif! Bir yarışçı olduğumu biliyorum. Bunu kodumda hissediyorum. | Open Subtitles | اسمع أيها الحكيم، أنا متيقنة أني متسابقة، أشعر بهذا في شفرة برمجتي |
Bunu yazın yaptılar ve oldukça sıcaktı. | TED | لقد قاموا بهذا في الصيف .. وكان دافئاً جداً |
Eğer Bunu bin TEDTalk'un hepsi için yaparsanız, 2.3 milyon kelimeden 6.000 kelimeye ineriz. | TED | وإن قمتم بهذا في كل محادثات تيد الألف، ستنتقل من 2.3 مليون كلمة إلى 6,000. |
Organizasyonumda biz Bunu artık düzenli olarak yapıyoruz ve kaynağı belirsiz salgınların sebeplerini belirlemeye çalışıyoruz. | TED | ونحن نقوم بهذا في منظمتي على نحو منتظم لتحديد أسباب التفشيات التي ليست معروفة المسبّبات بالضبط. |
Geçip giden kırmızı bir Miata gördüğüm an Bunu düşünüyorum. | TED | أنا أفكر بهذا في كل مرة أرى مياتا حمراء تمر بجانبي. |
Bunu Boston'daki bir okulda yaptım, yaklaşık 70 tane yedinci sınıf çocukları ile -- 12 yaşındalar. | TED | حسناً , لقد قمت بهذا في مدرسة في بوسطن مع 70 طالب من الصف السابع أبناء 12 عاماً |
Ben size Bunu oragamide nasıl yaptımızı anlatmak istiyorum. | TED | وأريد إخباركم كيف قمنا بهذا في الأوريغامي. |
Bunu, geleneksel cinsiyet rollerinin biraz daha belirgin olduğu yerlerde yaptık ve sonuçlar tamamen aynıydı. | TED | قمنا بهذا في مناطق حيث الأدوار التقليدية للجنس، تبدو أوضح قليلاً، وحصلنا على نفس النتائج. |
- Süvari birliğindeyken, piyadelerin... yürüyüşünü gördüğümüzde Bunu yapardık. | Open Subtitles | كنا نقوم بهذا في سلاح الفرسان عندما نرى قوات المشاة يسيرون |
Sik sik yaptigim bir sey degil ama Bunu almanizi çok istiyorum. | Open Subtitles | انا لا اشعر بهذا في العادة وانا اتمنى ان تقبلي هذة |
- Bu üç saat önce! Başka bir cinayet işlendiğini duyana kadar Bunu düşünmemiştim. | Open Subtitles | لم أفكر بهذا في وقته، ثم حصلت جريمة قتل أخرى |
Bak, bunları bana telefonla da söyleyebilirsin. | Open Subtitles | أنظري , كان يمكن أن تخبريني بهذا في الهاتف |
bunları lanet bakım evinden de düşünüp tartabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك أن تثقل كاهلك بهذا في دار رعايتك اللعين |
Sizce bunları bilmek hoşuma mı gidiyor? | Open Subtitles | تعتقد بأني أحب أن أحتفظ بهذا في رأسي؟ |